Eğitim-Sen Tokat Şubesi tarafından yapılan açıklamanın devamında şu ifadelere yer verildi: "Bundan tam 27 yıl önce; günler öncesinden gazete yazılarıyla, hedef göstererek, provokasyonlarla katliamı hazırlayanlar aydınlarımızı, “yaşasın şeriat” sloganları eşliğinde, yakarak katletmiştir. Ülkemizin aydınlık yüzü 33 canımızın bilime, aydınlığa, cumhuriyet fikrine, düşman Ortaçağ zihniyetinin temsilcileri tarafından canice yakılarak aramızdan koparıldığı Sivas-Madımak katliamı ne ilk ne de son katliamdır. Aradan geçen 27 yıla rağmen failleri ortaya çıkarılamamıştır. Sivas katliamı, tıpkı 1 Mayıs 77 katliamı, Malatya, Maraş ve Çorum katliamları gibi bilinçli bir şekilde karanlıkta bırakılarak unutturulmak istenmiş, siyasi sorumlular hesap vermemiş, katliamın arkasındaki karanlık güçler açığa çıkarılamamıştır. Toplumsal barışı tehdit eden saldırı ve katliamlar, farklı kimlik, inanç ve kültürlerin kardeşçe ve bir arada yaşama isteğini asla kıramamıştır. Ne yaşadığımız katliamlar, ne de iktidarın bu katliamlar karşısında takındığı siyasi tavırları unutmak mümkün değildir. İnsanlık, kendisine karşı işlenmiş suçları ve bu suçları işleyenleri asla unutmamıştır ve unutmayacaktır. Eğitim Sen olarak Sivas katliamında, öncesinde ve sonrasında yaşanan bütün katliamlarda hayatını kaybeden canlarımızı saygıyla anıyoruz."
BİRLEŞİK KAMU-İŞ'TEN AÇIKLAMA
Birleşik Kamu-İş Tokat İl Temsilcisi Mithat Eş de 27. yılında Sivas Katliamıyla ilgili açıklama yaptı: Cumhuriyetin temelinin kurulduğu Sivas’ta, gözü dönmüş caniler ellerinde meşalelerle ve benzin bidonlarıyla “Cumhuriyet burada kuruldu, burada yıkılacak” sloganları atmıştır. Bu gerici slogan Sivas’ta, Cumhuriyet devriminin en önemli kavşağı ve kalesinde atılmıştır. Sivas Katliamı; ülkemizin aydınlığına, çağdaşlığına, demokrasisine, eşitliğine, özgürlüğüne ve bir arada yaşama kültürüne yapılan bir saldırıdır. Cumhuriyet’in en önemli kazanımlarından biri olan inanç özgürlüğü de yok edilmek istenmiştir. Bugün cumhuriyetin temel niteliklerine saldırılar sürmekte, ulus devlet ve üniter yapı yok edilmek istenmektedir. Siyasal iktidarın yurttaşı ümmet yapma, dini siyasete alet etme çabaları olanca hızıyla sürmektedir. Madımak’ta yaşananlar o dönemin güvenlik güçlerinin ve hükümetinin gözleri önünde gerçekleşmiştir. Siyasi iktidarlarca oy uğruna yıllarca beslenen gerici yapılar ülkemizi tek kişi yönetimine taşımış, parlamenter çoğulcu sistemi ortadan kaldırmış, Gazi Meclis’ini işlevsiz kılmış ve Atatürk devrimi kazanımlarına savaş açmışlardır. Sivas’ta insanlığa düşman olan Cumhuriyet, laiklik ve aydınlanma karşıtı güçler; düşünen, hisseden ve sorgulayan sanatçıları yok etmiştir. Bugün de sorgulayan, hakkı savunan, adaleti arayan demokratik kitle örgütlerini, sendikaları, meslek örgütlerini baskı altına almak istemektedirler. Toplumsal barışı tehdit eden saldırı ve katliamlar farklı kimlik, inanç ve kültürlerin barış içinde ve kardeşçe bir arada yaşama isteğini asla yok edemeyecektir. Katliamın gerçek sorumluları, gerçek planlayıcıları adalete henüz hesap vermemiştir. Sivas’ta yaşananlar, haykırışlar ve görüntüler hafızalardadır. İnsanlık, kendisine karşı işlenmiş suçları ve bu suçları işleyenleri asla unutmamıştır ve unutmayacaktır. Her ölüm acıdır, her öldürme şekli insanlık dışıdır. Yakarak insan öldürmek vahşettir. Bu nedenle katliamın üstü ne kadar örtülmek istenirse istensin tarihe bir kara leke olarak kalacaktır. Madımak Oteli’nde yakılarak katledilen aydın ve cumhuriyetçi, yazar ve ozanlarımızı bir kez daha saygıyla anıyoruz. "