Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Anakara Kapalı Spor Salonu’nda düzenlenen AK Parti 8’inci Olağan Büyük Kongresi’nde konuştu.
Erdoğan "Parti kimliği taşımayan, siyasi meşruiyete sahip olmayan bu kirli muhalefete de aynı şekilde eyvallah etmedik. Milletin bize yüklediği emaneti bugüne kadar yere düşürmedik. Millete, milletin emanetine, milletin egemenliğine, demokrasiye ve hukuka dönük her türlü saldırıya göğsümüzü daima siper ettik. Hangi kökene, meşrebe, mezhebe, siyasi görüşe mensup olursa olsun, 85 milyonun devletin nazarında eşitlendiği, eşit görüldüğü, haklarının ve yükümlülüklerinin eşit olduğu bir sistemi ülkemizde inşa ettik. Büyük bir gururla ifade etmek isterim ki, Türkiye’yi ‘ötekisizleştiren’ parti biziz. Kendini öteki olarak gören veya hisseden kim varsa, hepsini ülkenin asli unsuru haline getirdik." ifadeleriyle; muhafazakar, Alevi, Kürt, Roman ve geçmişte dışlanmış tüm kesimlerin ülkenin ayrılmaz bir parçası olduğunun altını çizdi.
Ayrıca, Alevi vatandaşların taleplerinin önemli bir bölümünün karşılandığını, diller, lehçeler, klavyeler ve tabelalar üzerindeki yasakların kaldırıldığını, üniversite kapılarında gözyaşı döken kızların dramına son verildiğini, kadınların devlet kurumlarında başörtüsüyle özgürce çalışabilmesinin imkân sağlandığını, 84 yıllık hasretin ardından Fatih’in emaneti olan Ayasofya’nın açıldığını ve siyaset alanında 22 yıl boyunca konuşulması güç reformların hayata geçirildiğini belirtti.
Ekonomik Atılım ve İş Dünyası Politikaları
Erdoğan, iş dünyasıyla omuz omuza verildiğini vurgulayarak; "Türkiye için katma değer üreten esnafımızın, sanayicimizin yanında olduk. Sermayeyi Anadolu’ya yayarak, daha önce bir avuç İstanbul seçkininin inhisarında olan yatırımı, üretimi, istihdamı genişlettik, büyüttük." ifadeleriyle, bazı çevrelerin eski vesayetçi söylemlerle siyasete müdahale etmeye çalıştığını; "İmtiyazlarını kaybetmek istemeyenler, eski vesayetçi söylemlerle siyasete ve hükümete ayar vermeye çalışıyor. Batılı güçlerle kurdukları asimetrik ilişkilere güvenenler, Türkiye’nin değiştiğini, eski Türkiye’nin artık olmadığını kabullenemiyor. AK Parti döneminde sermayelerine sermaye katan iş dünyasının içindeki bir grup, kirli muhalefet anlayışını yeniden devreye alma çabasındadır. Geçmişte manşetler ve ellerindeki finans-kapital üzerinden siyasetçileri tehdit eden bu ekibin tek derdi, kayıplarını devlet hazinesinden yeniden tazmin ettirmektir." şeklinde eleştirdi.
Siyasi Tutum ve Yeni Türkiye Yaklaşımı
Erdoğan, rakiplerine yönelik sert uyarılarda bulunarak; "Eski kötü alışkanlıklarınızda ısrar ederseniz, biz de size buna göre muamele ederiz. Siyaset yapmak istiyorsanız, işte er meydanı." ifadelerini kullanarak; ülkemizde şu anda 170’in üzerinde siyasi parti bulunduğunu, kayıt dışı siyasetin ve ekonominin artık yerinin olmadığını, yeni Türkiye’nin;
"siyasi ve ekonomik anlamda şeffaf, hesap verebilir ve modern" bir yapıya kavuştuğunu belirtti. Ayrıca, muhalefetin lafla peynir gemisi yürütme çabalarına karşı;"Milletimize olan minnet borcumuzu daha fazla çalışarak, daha fazla icraat yaparak, daha çok hizmet ederek ödemenin gayretindeyiz." dedi.
Altyapı Yatırımları ve Sosyal Hizmetlerde Büyüme
Son 22 yılda gerçekleştirilen hizmet ve yatırım rakamlarına değinen Erdoğan, "Son 22 yılda bizden önce yapılanları her alanda 3'e, 5'e, 10'a katladık. Derslik sayımızı 343 binden 622 bine, üniversite sayımızı 76'dan 208'e, yükseköğrenim yurt yatak kapasitemizi 182 binden 995 bine, gençlik merkezi sayımızı 9'dan 469'a, spor tesisi sayımızı bin 575'ten 4 bin 469'a çıkardık." diyerek; hastane, yol, otoyol, hızlı tren, havalimanı ve konut gibi altyapı ve sosyal hizmetlerde büyük artışlara imza atıldığını, 6 Şubat depremlerinde bu yatırımların önemini vurgulayarak; "İhtiyaç sahiplerine 1 trilyon 455 milyar liralık sosyal yardım ödemesi yaptık. Bölünmüş yol mesafemizi 6 bin 101 kilometreden 29 bin 730 kilometreye çıkardık." ifadeleriyle başarıları özetledi.
Makroekonomik Göstergeler ve Uluslararası Yatırımlar
Erdoğan, makro ekonomi alanında da önemli atılımlar gerçekleştirildiğini ifade etti: "Dolar cinsi milli gelirimizi 6 kat artırdık. Türkiye'yi trilyon dolarlık ekonomiler ligine taşıdık. Dünya ekonomisinden aldığımız pay yüzde 0,7'den yüzde 1,1'e yükseldi. Kişi başı gelirimiz 3 bin 600 dolardan 2023 itibarıyla 13 bin 243 dolara çıktı." gibi verilerle, sanayide katma değer üretiminin 95 milyar dolardan 320 milyar dolara çıkarıldığını; "İhracatımızı 36 milyar dolardan 262 milyar dolara getirdik." diyerek, uluslararası yatırımlarda 2002 yılına kadar 15,1 milyar dolar olan yatırım rakamının son 22 yılda 272 milyar doların üzerine çıktığını, uluslararası sermayeli firma sayısının 83 bine ulaştığını aktardı. Ayrıca, savunma sanayi, otomotiv, tarım, turizm gibi sektörlerde elde edilen başarıları da örnek gösterdi.
Ekonomik İstikrar, Para Politikası ve Sosyal Adalet
Deprem, salgın gibi zorlukların geçici olduğuna dikkat çeken Erdoğan, "Merkez Bankamızın rezervleri 173 milyar doları aşarak Cumhuriyet tarihimizin en yüksek seviyesine ulaştı. Göreve geldiğimizde bu rakam sadece 27,5 milyardı." diyerek; üretim, ihracat, istihdam artışlarına; son bir yılda 1,1 milyonun üzerinde ilave istihdam sağlandığına, işsizlik oranının yüzde 8,5’e indirildiğine vurgu yaptı. Ayrıca, 6 Şubat depremlerinin yaralarını sarmak için yaklaşık 75 milyar dolarlık kaynak kullanıldığını, 101 bininci konutun teslim edildiğini, kalan 252 bin konutun yıl başına kadar tamamlanacağını belirtti. Mali disiplinin korunarak bütçenin kontrol altında tutulduğunu, enflasyondaki düşüşün alım gücünü artıracağı mesajını verdi.
Reform İradesi ve Türkiye Yüzyılı Reform Programı
Erdoğan, 22 yılı aşkın süredir iktidarda bulunan kadronun en büyük korkusunun kendi statükosuna teslim olmak olduğunu söyleyerek; "Bu anlayışla ‘Türkiye Yüzyılı Reform Programı’nı hazırladık." ifadesiyle;
ekonomik dönüşüm, yeşil ve dijital dönüşüm, sosyal politikalar, yargı ve temel haklar ile siyasi ve idari düzenlemeler gibi alanlarda kapsamlı reformlara imza atılacağını anlattı. Kamu yönetiminde mali disiplinin, vergi sisteminde adaletin sağlanmasının, dijitalleşme ve teknolojik dönüşümün, sanayi master planı ile mekânsal gelişimin destekleneceğini; tersine beyin göçünün önlenip, yüksek teknoloji kabiliyetlerinin geliştirileceğini belirtti. Ayrıca, yeni yatırım teşvik sistemi ve yerel kalkınma hamlesiyle Türkiye'nin büyük yatırımların hedef ülkelerinden biri haline geleceğini ifade etti.
Rekabetçi Üretim ve Yeşil Dönüşüm
Tarımda planlı üretime geçiş ve stratejik yaklaşımı vurgulayan Erdoğan,
"Akıllı ulaşım ve akıllı tarım sistemleriyle tarımda ve ulaşımda verimliliği artıracağız. Gıda arz güvenliğini temin ederek, vatandaşlarımızın ucuz ve sağlıklı gıdaya erişiminin önündeki tüm engelleri ortadan kaldıracağız." dedi.
Ayrıca, yeşil kalkınma vizyonu çerçevesinde;
"Yatırımlarımızı yeşil finansmanı aktif bir şekilde kullanarak büyütecek, rekabetçi üretim yapısını tesis edeceğiz. Sanayimizde yeşil dönüşümü sağlayarak, Sıfır Atık Sistemi’ni ülke çapında yaygınlaştıracak, Emisyon Ticaret Sistemi ile sera gazı emisyonlarını azaltacağız. İhracatçılarımızı ‘Sınırda Karbon’ düzenlemesine hazırlayacağız." şeklinde çevresel ve ekonomik dönüşüme yönelik planlarını ortaya koydu.
Dijital Dönüşüm ve Sosyal Konut Projesi
Dijitalleşmenin ve sosyal politikalardaki yeniliklerin altını çizen Erdoğan, "E-Devlet sistemini bugünün teknolojik yenilikleri ışığında güncelleyecek, Dijital Devlet’e geçişi sağlayacağız. Kamu ihale mevzuatını, dijitalleşmeyi, yenilikçiliği ve rekabetçiliği temel alan bir yaklaşımla güncelleyeceğiz." ifadeleriyle;engelli, yaşlı ve dezavantajlı grupların hayata aktif katılımını sağlayacak adımlar atılacağını, uzun süredir hazırlıkları yapılan Sosyal Konut Projesi ile kira ve konut fiyatlarının dengeleyeceğini; "Deprem bölgesinin imarı başta olmak üzere, diğer şehirlerimizdeki kentsel dönüşüm projelerimizin de hızlanarak devam edeceğini" belirtti.
Toplumsal Dönüşüm, İstihdam ve Hukuk Reformları
Son olarak, Cumhurbaşkanı Erdoğan; "Bir diğer önceliğimiz istihdamdır. İş ve çalışma hayatımızı, teknolojide ve yeni sosyolojide meydana gelen değişimlerle uyumlu hale getireceğiz. Kadınların ve gençlerin istihdama daha yoğun katılımını sağlayacağız. Yükseköğretim sisteminde revizyona giderek, üniversitelerimizin şehirlerle bütünleştiği ve üretim süreçlerine aktif olarak katıldığı yeni bir model tesis edeceğiz." ifadeleriyle; nüfus politikalarında yeni bir döneme girileceğini, demografik yapının güçlendirileceğini, tamamlayıcı sigorta modelleriyle sosyal güvenlik sisteminin tahkim edileceğini anlattı. Ayrıca, "Erişilebilir ve kaliteli sağlık hizmetlerini daha da geliştireceğiz. Yenilikçi sağlık endüstrileri ve ilaç sektörünün yerli ve milli imkanlarla geliştirilmesini destekleyeceğiz. Yargıda ihtisaslaşmayı sağlayacak, bilirkişilik müessesesini revize ederek, makul sürede yargılanma hakkını güçlendireceğiz. Ceza infaz sisteminde değişikliğe giderek suç, yaptırım ve infaz dengesini iyileştireceğiz. Demokrasimizi; yeni, sivil ve kapsayıcı bir anayasayla taçlandırma hedefimizi muhafaza ediyoruz. Türkiye'yi, darbecilerin hazırlayıp millete dayattığı 1982 Anayasası’ndan mutlaka kurtaracağız." diyerek, toplumsal dönüşüm ve hukuk reformlarına da vurgu yaptı.
