Tokat’ın Sanat Hafızası Sulusokak’ta Canlanıyor
Tokat’ın tarihi ve kültürel dokusunun en canlı örneklerinden biri olan Sulusokak, artık sadece geçmişin izlerini değil, yaşayan sanatın da merkezini barındırıyor. Yıllardır Tokat’ta “Hacivat Köftecisi” olarak tanınan ve geleneksel gölge oyunlarını başarıyla sahneleyen Karagöz ve Hacivat sanatçısı Kemal Atangür, şimdi de “Darü’l-Bedayi” adlı Sanat Kahvesi ile dikkatleri üzerine çekiyor.
Darü’l-Bedayi Sadece Bir Mekân Değil, Bir Kültür Durağı
Kemal Atangür’ün girişimiyle hayata geçirilen Darü’l-Bedayi, konumlandığı tarihi atmosferin ruhunu yansıtan özel bir mekân olmanın ötesinde, Tokat’ın kültürel yaşamına yeni bir soluk getiriyor. Söyleşiler, imza günleri, şiir akşamları ve müzik dinletileriyle adeta bir kültür durağına dönüşen mekân, her yaş grubundan sanatseveri buluşturuyor.
Gölge Oyunu Her Cuma, Tiyatro Her Cumartesi
Mekânın en dikkat çeken etkinliklerinden biri de Türk tiyatrosunun simge isimlerinden Münir Özkul’un adını taşıyan oda tiyatrosunda her Cuma günü düzenlenen Karagöz ve Hacivat gösterisi. Atangür, klasik gölge oyunu geleneğini çocuklara ve yetişkinlere sevdirmeyi başarıyor.
Ayrıca Cumartesi günleri de kendi tiyatro ekibiyle sahnelediği çeşitli oyunlarla Tokat’ta tiyatronun daha geniş kitlelere ulaşmasına katkı sunuyor.
Tokat Milletvekili Cüneyt Aldemir’den Destek
Darü’l-Bedayi’yi ziyaret eden AK Parti Tokat Milletvekili Cüneyt Aldemir, yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullandı:
“Tokat’ımızın ruhunu yansıtan ve kültürümüzün izlerini sahneye taşıyan kıymetli sanat insanı Kemal Atangür tarafından Sulusokak’ta hayata geçirilen Darü’l-Bedayi’yi ziyaret ettik. Şehrimizin kültür damarlarında yeniden can bulan bu kıymetli mekânın; sanatın, estetiğin ve hikmetin buluşma noktası olacağına yürekten inanıyorum. Emeği geçen herkese teşekkür ediyor, Tokat’ımıza ve tüm sanat dostlarına hayırlı olmasını diliyorum.”
Tokat Halkından Yoğun İlgi
Kemal Atangür’ün hem çocuklara hem yetişkinlere yönelik sunduğu bu kültürel içerikler Tokat halkı tarafından büyük ilgi görüyor. Özellikle hafta sonları düzenlenen etkinlikler, sanatın gündelik yaşamla iç içe olabileceğini bir kez daha kanıtlıyor.
