Tokat yatırım potansiyeli yüksek bir şehir diyoruz duruyoruz.
Bu potansiyeli hayata geçirmek için şehrimizin ekonomik lokomotifi olan Tokat Ticaret ve Sanayi Odası’nda CEO mantığında bir başkan ve yönetim lazım.
Daha önce “Tokat TSO Benim İçin Hezimettir” başlıklı yazımda dile getirdiğim gibi, eski yöneticilerin yıpranmışlığı, benlik duyguları Tokat’ın önünü tıkıyor diye yazdım.. Artovalı tabirimizle, “ekşimiş maya tutmaz”; artık yeni bir nefes, yeni yüzler zamanı.
TSO, sadece bir oda değil, Tokat’ın ekonomik ve sosyal hayatına yön veren bir sivil güç merkezi olmalı.
Peki, nasıl bir TSO hayal ediyoruz?
Öncelikle, üyelerinin ihtiyaçlarını dinleyen, sahada aktif olan ve çözüm üreten bir oda olmalı.
TSO, iş insanlarını bir araya getiren, sektörel iş birliklerini teşvik eden ve Tokat’ın ürünlerini ulusal-uluslararası pazarlara taşıyan bir köprü görevini üstlenmeli.
Çok büyük hayal ama, Kayseri TSO’nun organize sanayi bölgelerindeki yatırımları yönlendirmesi ya da Gaziantep TSO’nun ihracatta üyelerine sağladığı uluslararası bağlantılar, Tokat için örnek olmalı.
Yeni icatlara gerek yok, yapmış adamlar, başarmışlar.
Bizim hikayemizde olmalı.
Tokat TSO, Artova’nın çimentosunu, Niksar’ın cevizini, Zile’nin pekmezini, mermerini ya da Erbaa’nın yaprağını, tuğlasını, Sulusaray, Reşadiye’nin termal suyunu, Pazar’ın Ballıcasını, Tokat’ın turizm değerlerini ulusal markalar haline getirecek projeler geliştirmeli.
Dijital dönüşümü desteklemeli; e-ticaret platformları kurarak yerel üreticileri dünya pazarlarıyla buluşturmalı.
Ayrıca, genç girişimcilere mentorluk programları ve hibe destekleriyle yol açmalı, kadın girişimcileri cesaretlendirecek özel projeler hayata geçirmeli.
TSO’nun bir diğer misyonu, Tokat’ın lobisini güçlendirmek olmalı.
Yerelde ve ulusalda şehrimizi temsil eden en etkili sivil toplum kuruluşu olarak, Tokat’ın sesini Ankara’da, Brüksel’de, Frankfurt’a duyurmalı.
Turizmden tarıma, sanayiden eğitime kadar her alanda şehrin potansiyelini anlatan raporlar hazırlamalı, yatırımcıları Tokat’a çekecek cazip ortamlar oluşturmalı.
Özetle, TSO, koltukta oturan değil, sahada koşan, koordine eden, şehrin ekmeğini büyüten bir CEO gibi çalışmalı.
CEO teklifini Ergun Dağcıoğlu bundan 10 yıl önce söylemişti.
Bu CEO mantığı Tokat Organize Sanayi Bölgesi içinde olmalı. Bürokratlar denetlemeli, CEO’lar işi büyütmeli.
“Tokat TSO Benim İçin Hezimettir” yazım üzerine eski başkan adaylarından Sami Ülkü ile bir araya geldik. Kendisi, aday olmayacağını ve genç isimlerin ön planda olması gerektiğini söyledi.
“Listelerimizde genç, başarılı arkadaşlarımız var, onlar öne çıkmalı, bizler ise onlara danışmanlık yapmalıyız” sözleri, çok mutlu etti beni.
Sami Ülkü’nün bu yaklaşımını, tecrübe ile yeniliği harmanlayarak Tokat adına bir sinerjiye dönüştürebiliriz.
Sami Ülkü’nün yatırım fikirlerini yakından biliyorum. Ekmeği büyütmenin yolu büyük işler yapmaktan geçer diye çalışır. Risk almadanda bu işler olmaz.
Sami Ülkü’ye bir şans verilmeliydi diye düşünenlerdenim.
2026 yılına bakalım ve bir defa risk alıp kişilerin vesayetinden, siyasi tarafgirlikten kurtulup şehir adına doğru bir şey yapalım.
Sami Ülkü, Erol Can, Ahmet Arat, Fatih Gökdere gibi tecrübeli isimler şehre hizmet etmek istiyorlarsa aday olmamalılar. Hepsinin destekleyeceği bir başkan adayı bir liste çıkartmalılar.
Dünya değişiyor, ekonomi büyüyor; TSO’nun da bu hıza ayak uydurması gerekir.
Genç, yıpranmamış, vizyoner yöneticilerle Tokat TSO, şehrimizin lobisini güçlendiren, iş insanlarını birleştiren ve ekonomik büyümeyi koordine eden bir merkeze dönüşebilir.
Tokat’ın ekonomik başarısı, geleceği, yenilikçi fikirlerle hareket eden bir TSO’nun elinde olmalı.
Artık ya bir yol bulacağız, ya bir yol açacağız, ya da yoldan çekileceğiz.
Benim tercihim, , genç ve dinamik yüzlerle Tokat’ı hak ettiği yere taşımaktan yana
Vesselam