Türkiye’de spor yöneticiliği alanında kendisini ispatlamış, spor dinamiğini sürekli olarak canlı tutan, gelişimdeki canlılığı süreklilik içermesinde öncülük eden Turhallı Eski Üst klasman Yardımcı hakemi Ercan Durna’ya yerel yönetimler ve spor başlığı altında bir röportaj gerçekleştirdik. İlginç ve çarpıcı cevaplar verdi.
Arif Sağdıç: Ercan hocam günümüzde yerel yönetimler ve sporun içinde bulunduğu durumu bize nasıl izah edersiniz?
Ercan Durna: Değerli arkadaşlar Spor, yalnızca stadyumlarda oynanan maçlardan ya da televizyondan izlediğimiz büyük organizasyonlardan ibaret olmadığı apaçık ortadadır.
Asıl spor, mahallenin köşesindeki basket potasında, belediyenin açtığı yaz okullarında ya da semt sahasında top koşturan çocukların heyecanında yaşar. Bu yüzden yerel yönetimlerin spor politikaları, bir şehrin hem bugünü hem de yarını adına büyük önem taşır.
Bugün Türkiye’nin pek çok noktasında çocuklar ya yeterli imkânlardan yoksun ya da yönlendirme eksikliğinden ötürü yetenekli gençlerimiz sporla tanışamadan kaybolup gidiyorlar.
Oysa bir çocuğun sokaktan spor salonuna adım atması, sadece sağlık açısından değil, karakter gelişimi, özgüven ve topluma aidiyet açısından da yeni bir sayfa demektir.
Yerel yönetimler bu sayfayı açabilecek en güçlü kalemlerden biridir. Belediyeler, halkın günlük yaşamına en yakın kamu kurumlarıdır. Dolayısıyla sporun yaygınlaştırılmasında da ilk görev onlara düşmez mi?
Spor salonları, yürüyüş yolları, amatör spor kulüplerine yapılan destekler ve mahalle ligleri…
Tüm bunlar yalnızca spor faaliyeti değil, aynı zamanda bir sosyal hizmettir.
İlçelerdeki tesisin azlığı, belediyelerin spora bakış açılarını değiştirmemeli.
Sporun ruhu, o tesislerin içine ne kadar heyecan, ne kadar sistem, ne kadar vizyon konduğu ile ilgilidir.
Bugün bir belediyenin gençlere ücretsiz sunduğu bir masa tenisi, bir futbol, bir basketbol kursu, belki de bir çocuğun hayatına yön verecek ilk adım olabilir. Ya da mahalleler arası düzenlenen bir futbol turnuvası, gençleri ekran bağımlılığından kurtaran sosyal bir panzehire dönüşebilir.
Yerel yönetimler, ilçelerde veya illerde çocukların, gençlerin ve kadınların ilgi alanlarına göre düzenli etkinlikler planlayabilir. Bu kişi hem belediyeyle hem de mahalle sakinleriyle birebir temas kurarak, ihtiyaçlara göre dinamik çözümler üretebilir. Böylece spor, yukarıdan aşağıya değil, doğrudan halkın içinden filizlenen bir yapıya kavuşur.
Yerel yönetimler, sporu sadece fiziksel aktivite değil, aynı zamanda toplumsal bağları güçlendiren, kuşaklar arası iletişimi sağlayan bir köprü olarak görmeli. Çünkü spor, doğru ellerde bir araya geldiğinde yalnızca bedenleri değil, toplumları da iyileştirir.
Ve unutmayalım: Sporun geleceği, olimpiyat köylerinde değil, mahallenin oyun alanında şekillenir.
Arif Sağdıç: sizce yerel yönetimlerin spor alanındaki rolü ve stratejik katkıları nelerdir?
Ercan Durna: Bu çok güzel bir soru. Bu konuyu enine boyuna incelememizde fayda var.
O zaman şuna vurgu yapmamız lazım. Spor, Sağlık ve Toplum.
Peki, burada kim Stratejik Rolü üstlenecek? Tabii ki belediyeler.
Arif Sağdıç:: Amaçları ne olmalı?
Ercan Durna: Belediyelerin spor politikalarıyla toplum sağlığını, gençlerin gelişimini ve sosyal dayanışmayı güçlendirme hedefi olmalı.
Arif Sağdıç: Ercan hocam, buradaki vizyon ne olmalı?
Ercan Durna: Yerel yönetimlerin bu konudaki vizyonu, sporun herkes için ulaşılabilir olduğu bir şehir modeli haline getirilmeli.
Arif Sağdıç: Mevcut Durum Analiz ettiğimizde karşımıza ne çıkıyor?
Ercan Durna: Yetersiz spor altyapısı (özellikle kırsal ve düşük gelirli bölgelerde), Gençlerde hareketsiz yaşam ve dijital bağımlılık, kadınların ve engellilerin spora erişimindeki kısıtlar ve amatör spor kulüplerinin destek ihtiyacının yeteri kadar sağlanamaması.
Arif Sağdıç: Yerel yönetimler spor konusundaki hedefleri neler olmalı?
Ercan Durna: Ana hedef, her mahallede spor yapılabilecek alanların oluşturulması. Bu çok da mümkün gözükmüyor ama kader olmamalı.
7’den 70’e her yaştan vatandaşın spora katılımının teşvik edilmesi için çok tesise ve çok paraya da ihtiyaç yok.
Yeter ki yöneticiler spora yaklaşım yapmacık değil samimi olarak göstersinler.
Kadınlara, çocuklara ve engelli bireylere özel projeler geliştirilmesi acilen yapılması gereken konular arasında.
Altyapı Geliştirilmeli. Belediyeler çok amaçlı spor sahaları, Açık hava fitness parkları, engelsiz spor tesisleri mutlaka yapmalı. Onun ötesinde Amatör kulüplerinin ve yerel sporcuların desteklenmesi elzemdir.
Arif Sağdıç: Ercan hocam, yerel yönetimler spor ve eğitimin neresinde olmalı?
Ercan Durna: Değerli arkadaşlar yerel yönetimler, Spor Eğitim Programlarının tam da ortasında olmalı.
Belediyeye bağlı ücretsiz spor kursları (futbol, güreş, atletizm, basketbol, masa tenisi, tenis, yoga, vb.) olmalı.
Yaz ve kış dönemlerinde çocuklara yönelik spor okulları açılmalı.
Toplumsal Katılım ve Etkinlikler düzenlenmeli.
Mahalle turnuvaları, halk koşuları, spor festivalleri, ödüllü yarışmalar ve toplu egzersiz günleri düzenlenmeli.
Amatör kulüplere ekipman, saha ve ulaşım desteği sağlanmalı.
Ülke genelinde başarılı olmuş sporculara burs ve eğitim desteği verilmeli.
“Kadınlar için Sporla Hayat” projesi hayata geçirilmeli.
“Engelsiz Spor Saati” ile özel bireylerin haftalık spora katılımı sağlanmalı.
Arif Sağdıç: Bu dediklerinizi kaç belediye hayata geçirir bilinmez ama beklenen sonuçlar ne olur?
Ercan Durna: Ne mi olur? Sağlıklı ve aktif bireyler oluşur. Gençlerde disiplin, özgüven ve mutlaka sosyal beceri artışı olur.
Suç oranlarında düşüş, sosyal bütünleşmede artış ve şehir markasının yükselmesi hiç de dikkatlerden kaçmaz.
Arif Sağdıç: Ercan hocam yerel yönetimlere vermek istediğiniz mesajlar nelerdir?
Ercan Durna: Spor, yalnızca bir etkinlik değil; bir kalkınma aracıdır.
Yerel yönetimler bu potansiyeli hayata geçirmek için planlı, kapsayıcı ve kararlı adımlar atmalıdır.
Spor hizmetlerinin belediyeler eliyle halka ulaşması halinde, coğrafi, kültürel ve sosyo-ekonomik farklılıklara ve halktan gelecek demokratik yansımaya göre, hizmetlerin çeşitlendirilerek sporun faydalarının çok daha belirgin yaşanmasına imkân sağlayacaktır.