İstanbul’un Ataşehir ilçesinde yaşanan olay, küçük bir çocuğun maruz kaldığı aile içi şiddeti ortaya çıkardı. İddialara göre, müzisyen Bekir Kor isimli baba, 4 yaşındaki kızı Ela’nın vücudunda fark ettiği morluklar ve çocuğunun sürekli "Annem beni dövüyor" demesi üzerine durumu ciddiye alarak eve gizli kamera yerleştirdi. Görüntülerde, yabancı uyruklu eşi H.O.’nun küçük kıza tokat attığı, çekpasla vurduğu, hakaret ettiği ve karanlık odalarda dövdüğü anlar yer aldı.
Bekir Kor’un savcılığa suç duyurusunda bulunmasının ardından olay daha da trajik bir boyuta ulaştı. Anne H.O., kızını görmek bahanesiyle baba Kor’un yanına geldi ve beraberindeki kişilerle küçük Ela’yı kaçırdı. Yaşadığı çaresizliği anlatan baba, “Kızım şu an şiddet uygulayan o kadının elinde. Yaşıyor mu bilmiyorum. Kimse bana bilgi vermiyor. Ne arayan var ne soran,” diyerek yetkililere çağrıda bulundu.Morarmış Vücut, Gizli Kamera ve Gerçekler
Olayın başlangıcı 7 ay öncesine dayanıyor. Kızının vücudunda oluşan morlukları fark eden Bekir Kor, ilk başta annesinin bu durumu inkar ettiğini, çocuğun kendi kendine düştüğünü söylediğini belirtti. Ancak çocuğun sürekli aynı şekilde “Annem beni dövdü” demesi üzerine şüpheleri artan baba, nihayetinde eve gizli kamera kurdu.
Kaydedilen görüntülerde, annenin çocuğu çeşitli zamanlarda darbettiği, hakaret ettiği ve cezalandırmak için karanlık odalara kapattığı görülüyor. Görüntülerle birlikte savcılığa başvuran baba aynı zamanda boşanma davası da açtı.
"Şiddet Uygularken Zevk Aldığını Yazmış"
Baba Kor, olayın sadece fiziksel şiddetle sınırlı kalmadığını, eşinin arkadaşlarına attığı mesajlardan çocuğu döverken keyif aldığını anladığını dile getirdi. “Mesajlarda açık açık ‘çocuğu döverken rahatlıyorum’ gibi ifadeler vardı. Bu artık bana normal bir öfke kontrolsüzlüğünden öte, bir istismar ve sapkınlık gibi geldi” diyen baba, olayın ciddiyetini anlatmak için çeşitli kurumlara başvurduğunu, ancak süreçlerin yavaş işlediğini ifade etti.
Kızını Parkta Kaçırdılar
Suç duyurusunun ardından annenin bir gün çocuğu görmek bahanesiyle babayla iletişime geçtiği, parka gitme teklifinde bulunduğu bildirildi. Baba Kor, bu durumu gözetim altında gerçekleştirmek istediğini belirtti. Ancak su almak için aracından indiği sırada annenin çocuğu kaçırdığını ve daha önceden hazırlanmış araçlarla olay yerinden uzaklaştıklarını söyledi.
“Takip ettim ama bir saat süren kovalamaca sonunda izlerini kaybettirdiler. Araçları ve kişileri mobese kayıtlarıyla belirlemeye çalışıyorum ama süreç yine çok yavaş ilerliyor,” diyen baba, olay esnasında saldırıya da uğradığını, hakarete ve darp girişimine maruz kaldığını belirtti.
“Video ve Kanıtları Sileceksin, Yoksa Kızını Unut”
Bekir Kor, olaydan sonra annenin kendisini tehdit ettiğini ve şikâyetini geri çekmesini istediğini ifade etti. “Beni açıkça tehdit etti. ‘Videoları sileceksin, yoksa kızını bir daha göremezsin’ dedi. Bu sırada hiçbir kurumdan hızlı bir destek alamadım. 5 ay geçti, dava bile ancak açıldı,” şeklinde konuşan baba, adaletin yavaş işlemesinden yakındı.
Aile Bakanlığı Müdahil Oldu Ama Çocuk Hâlâ Kayıp
Bekir Kor’un yaşadıkları televizyon programlarında gündem olunca Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı sürece müdahil oldu. Küçük Ela için devlet avukatı görevlendirildi. Ancak bu gelişmelere rağmen, küçük kız hâlâ annesinin elinde ve bulunamıyor.
Kor, “Son üç gündür kızım yok. Anneye ulaşılamıyor. Aile Bakanlığı yetkilileri bile nerede olduğunu bilmiyor. Sadece kaldıkları sitenin adını biliyorum ama adres yok. Mahalledeki esnaflardan, çevredeki kameralardan bilgi toplamaya çalışıyorum,” dedi.
Yetkililere ve Kamuoyuna Çağrı: "Kızım Yaşıyor mu, Onu Bile Bilmiyorum"
Hâlen küçük kızına ulaşamayan Bekir Kor, toplumdan ve devlet kurumlarından destek bekliyor. “Kızımı gören, annesini gören birileri varsa lütfen polise ya da savcılığa başvursun. Ben artık kızımın yaşayıp yaşamadığından bile emin değilim. Her sabah adliye koridorlarında dolaşıyorum, bilgi almaya çalışıyorum,” diyerek gözyaşları içinde çağrısını yineledi.
Çocuk Şiddeti İhbar Hattı: 183
Uzmanlar, bu gibi durumlarda çocukların hayati tehlikesi bulunduğunu ve her bireyin şüpheli durumları Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na ait 183 hattına ihbar etmesi gerektiğini vurguluyor. Ataşehir’de yaşanan bu korkunç olay bir kez daha gizli kalmış ev içi şiddetin nasıl görünür kılınabileceğini ve kamuoyunun duyarlılığıyla çözüm süreçlerinin hızlanabileceğini gözler önüne serdi.