TOKAD Seminerlerinde bu hafta Mustafa Özeke Annie Thebaud- Mony'nin “Çalışmak Sağlığa Zararlıdır” kitabını anlattı.
Mustafa Özeke Fransız sosyolog Annie Thebaud-Mony’nin hayatını ve çalışmalarını kısaca özetledikten sonra, kitabın "çalışanların hayatına, sağlığına ve onuruna yönelen saldırıları görünür kılma" hedefine odaklanmış bir eser olduğunu vurduladı. Daha sonra çok uluslu büyük şirketlerin iş organizasyonu tercihlerinden bahseden Özeke, işgücü maliyetini sürekli olarak düşürmekle görevli "karar vericiler" in ve "müdürler"in, işi ve risklerini alt işverene devreden emir vericilerin yetki alanında olduğunu dile getirerek, "Çalışmayı sağlığa zararlı kılan, tam da bu noktada bahsettiğimiz çok uluslu büyük şirketlerin iş organizasyonu tercihlerinden kaynaklanmakta. İş organizasyonu ve çalışma koşulları, bilinçli seçimlerin sonucudur ve ne olursa olsun ‘’kaza’’ hiçbir zaman rastlantı değildir” ifadelerini kullandı.
"Ekonomik akılcılık","sıfır risk yoktur","yumurtaları kırmadan omlet yapılmaz" gibi iş cinayetlerini meşru kılan bir işlev üstlenen düşüncelerin «akılcı» bir "insan maliyeti hesabı"; "insan kazanç kayıp hesabı"ına göre bir pratik geliştirdiğine dikkat çeken Özeke, tüm bunların «Risklerin toplumsal olarak kabul edilebilir kılınması» için yapıldığına değindi.
Kitapta sıkça işlenen alt işveren iş ilişkisini birçok örnek üzerinden analiz eden Özeke,
"Büyük gruplar(şirketler) için, alt işveren iş ilişkisinin, iş kazalarının oranını düşürmede rüya gibi bir araç" olduğunu söyleyerek, bu işleyişin kurbanı DATR(doğrudan radyasyon altındaki işler) işçileri hakkında da detaylı örnekler sundu.
Özeke, “Kitap onlarca somut örnek üzerinden bir soruşturma/inceleme kitabı olması ve yazarın hukuk ve tıp lanında yetkin bir insan olamsı, işçi ölümleri noktasında bizlere detay bilgiler sunması herşeyin aslında bir "kaza" değil suç cinayet olduğunu göstermektedir” şeklinde sözlerini sürdürdü.
Son olarak ‘yeryüzünün lanetlileri’ne dönüşmüş ülkelere doğru iş ölümlerinin transfer edilmesinden söz eden Özeke, bu örneklerin herbirinin neoliberal kapitalizmin acımasız kuralları adına sorumluların bütünüyle cezasız bırakıldığı gerçeğini açığa çıkarmaya çalıştığına dikkat çekerek, kapitalizmin kendini uyarlama özelliği ile ilgili, “Yeni kazanç kaynakları söz konusu olduğunda, sergilemekten çekinmediği bir arsızlıkla, her duruma kendini uyarlayabilme kapasitesi, kapitalizmin en önemli özelliğidir. «Üretim Yeri Değişikliği» bunu gizlemeye çalışan bir tanımdır” ifadelerin kullandı.
Özeke Aşkale’de boğularak ölen elektrik işçilerinin, Esenyurt'ta çadırda yanarak ölen inşaat işçilerinin, Tuzla'da rutine dönen tersane işçisi ölümlerinin, Ankara’daki patlamada ölen yirmi işçinin ölümünün çok uluslu büyük şirketlerin iş organizasyonu tercihlerinin sonuçlarına bağlanması gerektiğini vurgulayarak, bu cinayetlerin iş kazası diye tesadüfileştirilemeyecek ölümler olduğunu belirterek konuşmasını sonlandırdı. Seminer dinleyicilerin, soru, katkı ve önerileriyle sona erdi.