Dedesinden öğrendiği çemen üretimi mesleğini yaşatan Namık Koplu, Tokat çemeninin meşhur olma yolculuğunu anlattı.
1780’li yıllardan başlayıp aile boyu Tokat’ın meşhur çemeninin üretimini yapan Namık Koplu, Tokat çemeninin yemeklere verdiği tat ve aromadan başka içerisinde insan sağlığına çok faydalı olan hazineler de sakladığını söyledi.
Çemenin 11 ve 12’inci yüzyıllarda Tokatlının baharatla tanışmasıyla başladığını söyleyen Koplu, çemen bitkisinin eski çağlarda keşişler, İslam dünyasındaki tıp insanları, alimler ve Lokmanlar tarafından boy uzatıcı iksir olarak, kadınların kolay doğum yapmasına yardımcı olarak, vücuda alınan zehirli maddelerin, toksinlerin atılması için yardımcı madde olarak, cinsel yönden güçlendirici ve şeker düşürücü olarak kullanıldığını anlattı. Koplu, ayrıca çemen yedikten sonra insan vücudunda oluşan kokunun, çemenin kendine has kokusu olduğunu, insan vücudundan atılan toksinler ve zehirlerle birleşerek oluştuğunu da kaydetti.
İçerisinde şifa gizli
Tokatlının baharatla tanışma ve çemen kullanmaya başlama sürecini anlatan Koplu, “İpek yolunun özellikle Orta Anadolu’nun iç kesimlerine kadar ve İstanbul bölgesine kadar açılması Tokat üzerinden olmuş. Tokatlı baharatla bu şekilde tanışmış. İnsanlar uzun süredir baskılama dediğimiz, bastırma dediğimiz bugünkü pastırmanın doğal hali olan etin kurutulmuş şekilde yenmesi tüketilmesi için sonra baharatın unla harmanlanarak yapılmasıyla elde edilen çemeni kullanmaya başlamışlar. Çemen de hem koruyucu özelliğiyle hem de lezzetiyle eti daha lezzetli hale getirilmiş ve daha fazla kullanılmaya başlamıştır. Baharatların karışımından elde edilen çemenimiz özellikle uzun yıllar önce eski keşişler, İslam dünyasındaki tıp insanları veya o zamanki hocalar alimler veya Lokmanlar tarafından şifa unsuru olarak kullanılmış. Zaman zaman boy uzatıcı iksir olarak kullanılmış, kadınların kolay doğum yapabilmesi için son 2-3 ay içerisinde kullanılmış, vücuda alınan zehirli maddelerin, toksinlerin atılması için yardımcı madde olarak kullanılmış. Bu yoğun kullanım içerisinde tadındaki lezzetten dolayı da sofralarımızda da yer almaya başlamış” diye konuştu.
Her yörenin çemeni var, Tokat çemeni başka!
Koplu, çemeni İnsanların uzun yıllar hem sofralarda lezzet olarak, hem yemeklerde tat olarak hem de etlerde koruyucu olarak kullandıklarını belirterek, “Daha sonra girişimci insanlarımız büyüklerimiz çemeni piyasada diğer insanlara ulaştırma çabası içerisine girmişler ve kaseler içerisinde piyasalar içerisinde bunları satışa sunmuşlar. Bizim dede mesleğimiz olan pastırma sucuk ve çemen işimiz yıllardan beri devam eden bu süreci bu güne taşımış. Bugün Tokat’ın dışında özellikle sıcak olmayan kesimler haricinde tüm yurtta satılmasını sağlamış. Yöremize uygun olarak Tokat çemeni haricinde ülkemizde Kayseri’nin, Maraş’ın, Adıyaman’ın, Kastamonu’nun çemenleri var. Bölgesel olarak her yörenin kendine özgü çemen çeşitleri var. Tokat çemeninin kendine has bir özelliği vardır. İçerisinde belirli bir oranda kullanılan baharat karışımı, sade ve sadece çemen ununun kullanılması ağza ilk alındığında ağızda topaklanmadan ezilerek, bir helva gibi ağızda eriyerek dağılmasını sağlar” ifadelerini kullandı.
Çemenin yapım aşaması
Çemenin yapım aşamasını anlatan Koplu, “Mercimekgiller grubundan olan bu çemenimiz zamanla harmanlanıyor, hasadı yapılıyor, yıkanıyor, temizleniyor, kutuluyor. Tane olarak değirmenlere götürülüp öğütülüyor. Elenmesi yapıldıktan sonra çemen imalatı yapacak insanlara ulaştırılıyor. Biz de daha sonra tekrar elemesini yapıyoruz. Baharat karışımı hazırlıyoruz. Baharat karışımı hazırladıktan sonra içerisine tuz ve sarımsak ilavesini yaparak belli bir kıvamda bunu yoğuruyoruz. Bu yoğurma eskiden ahşap tekneler içerisinde yapılırken bugün makinelerde yapılıyor. Teknede yoğrulması uzun bir süreç gerektiriyor. Hemen hemen yarım saat 45 dakika yoğurmak gerekiyor. Elle yoğrulduğu zaman elimizin üzerinde örümceklenme dediğimiz şekilde sıvaşma bulaşma olana kadar yoğrulması gerekiyor. Bu yoğurma esnasında içerisinde bulunan suyu ve özü çıkarak, çemenin kendi özelliği ortaya çıkıyor. Çemen ağza alındığı zaman dağılması gerekiyor. Başka yörenin çemeni gibi top veya mil haline gelip yuvarlanmaması gerekiyor. Ağızdan baharatın tane tane geçip midede bu şekilde enzim olması ve bağırsaklardan toksinleri alarak bu şekilde çıkması lazım” şeklinde konuştu.
Bıraktığı koku toksinlerden kaynaklanıyor
Çemen kullanımının kukusundan dolayı yazın pek tercih edilmediğini belirten Koplu, “Oluşan koku hem vücuttaki toksinin atılışı esnasında oluşan koku, hem çemenin kendi kokusu, hem de vücuttaki zehirlerin kokusudur. İkisi birleştiği zaman bir iki gün kadar kalıcı olabilecek bir koku meydana geliyor. Bu yüzden kışın daha fazla tüketilir. Hem vücuda kuvvet verici özelliği var, hem vücudu ısıtıcı özelliği var. Ayrıca ilk çağlarda kullanılan tıbbi bitkilerden yapılıyor. Bu yönüyle boy uzatma iksiri, cinsel yönden güçlendirici, toksinlerin atımında yardımcı, doğumu kolaylaştırıcı olarak kullanılıyor. Çemen bugünkü tabirle söyleyecek olursak görsek alandaki doktorlarımızın en fazla kullandığı maddelerden bir tanesidir. Şekeri düşürücü olarak, toksin attırıcı olarak oldukça etkili. Bugünkü doktorlarımız daha yeni lanse ettirmeye piyasaya sürmeye başladılar” diye konuştu.
“Çemeni tadan vazgeçemiyor”
Tokatlı olmayanların yöresel kaynaşmalardan meydana gelen komşuluk arkadaşlık ilişkilerinden dolayı Tokat Çemenini tattıklarını söyleyen Koplu şunları kaydetti: “İlk yadırgamadan sonra bu lezzeti arama ihtiyacı oluşuyor insanlarda. Yemeklerde aroma olarak kullanılan, kahvaltılarda kullanılan bu bitkimiz, komşuluk ilişkilerinden dolayı insanlarda kullanma isteği uyandırıyor. Çemenin tek negatif özelliği kokusu. Kokusundan dolayı fazla tüketmek istemiyor insanlar. Ama kullandıkları zaman da vazgeçemiyorlar. Tokat’ımızı dışarıdan ziyarete gelen insanlarımızın birçoğu bir iki kutu çemen almadan kendi illerine memleketlerine gitmiyorlar.”