TOKAD seminerlerinde bu hafta Aysel Gökçek, Mustafa İslamoğlu’nun“Pasif İyiden Aktif İyiye” kitabını anlattı. Gökçek, pasif iyi-aktif iyi kavramlarını tanımlayarak başladığı konuşmasında Kur’anın dinamik bir Müslüman profili çizdiğini, aktif olmanın bir takım riskleri de beraberinde getirdiğini, fakat kendini sorgulamayan ve hayata müdahil olmayan bir din anlayışının Müslümanları pasifize ederek yaşamdan kopuk, kendini tekrar eden bir din anlayışına evrildiğini vurguladı.

Gökçek kitapla ilgili özetle şu değerlendirmelerde bulundu;

“Kalk ve uyar!

Son Nebiye gelen bu ilahi emrin açılımı şudur; kalk ve uyar, aktif ol ve aktifleştir , harekete geç ve harekete geçir .

Bu emir dünyanın en iddiasız insanını, dünyanın en iddialı insanı yaptı. Bu hamlenin rehberi ,bu emri aldıktan sonra bir daha hiç pasif olmadı ve bu sebepten dolayıdır ki önceleri övülürken sonraları sövüldü, hatta canına kastedildi.

Kur’an iki türlü iyilikten söz eder: Hasenat, sonuçları kişinin kendisine dönük olan iyilikleridir ve Kur’an da karşılığı bire ondur. Salihat, sonuçları başkalarına dönük olan iyiliktir ve karşılığı cennettir. İyiliğin pasif olduğu yerde kötülük kendiliğinden aktif hale gelir. Pasif iyi iki günü bir olan , aktif iyi iki günü bir olmayandır. Pasif iyi kendine iyidir ,aktif iyi başkalarına da iyidir. Pasif iyi taklitçi, aktif iyi tahkikçidir.

Aktif iyi olmak isteyenlere Mustafa İslamoğlu bazı formüller önermiştir:

3A formülü ; AŞK ,ADANMIŞLIK,AİDİYYET

3U formülü; UMUT ,UYUM ,UFUK

AŞK;

Varlığın tümü hareket halindedir, hareketin sırrı cazibedir, cazibenin en üstün hali ise aşktır ve insana verilmiştir. Aşk , Kur’anda şiddetli muhabbet ,muhabbetin en ileri derecesi olarak tarif edilir. Bir Kur’an talebesine göre aşk, sürekli şahitlik ve şehitlik halidir. En büyük aşk, en büyük olanın aşkıdır. Allah’a olan sevgi sevgilerin en büyüğüdür. Kalbin salih ameli dava aşkıdır. Dava sahibi olmak, bir ideal sahibi olmaktır. Aşk olmadan dava adamı olunmaz.

ADANMIŞLIK;

Adanmak, aktif iyi olmayı garanti alına almaktır, zira bir davayı taşıyanlar ancak o davaya adananlardır. Adananlara Kur’an RABBANİYYUN demektedir. Yani ‘Rabbe adanmış adamlar’ demektedir. Adanmak kabul olmuş dua olmaktır. Adanmışlık Allah Rasulunde müthiş bir tevekküle dönüşmüştür. İnsan sahip olduğu davaya kendini aşkla adamalıdır.

AİDİYYET;

Yaratılmış her şeyin bir yeri ve mekanı vardır. Aidiyyetini kaybetmiş insan, toplum için kanser etkisi yapmaktadır. Ait olduğu bünyenin faydalı bir yapı taşıyken kontrolünü kaybeder, ait olduğu bünyeyi içten içe yiyip bitiren bir yok ediciye dönüşür. İnsan iradeli ve akıllı bir varlıktır,yerini kendisi seçer. İnsanı şahsiyet sahibi kılan aidiyettir. Aidiyet, insanı yalnızlaşmaktan koruyan manevi bir atmosferdir. Aidiyet kişilere değil, değerlere ve ilkeleredir.

UMUT;

Umut varoluşsal bir değerdir. Umudunu kaybetmiş bir insanın yaşamak için bir nedeni kalmamıştır. Umut edenler dua ederler. Umut ibadettir, zira dua ibadettir. Umut toplumsal bir değerdir, zira umutlu bir şahsiyet, içinde bulunduğu toplum için güç kaynağıdır. Umutsuzluk içten yenilgidir, umutsuzluk pasifliktir.

UYUM ;

Uyum hayattır, varoluşşal bir değerdir. Uyumluluk canlılık , uyumsuzluk ölüm anlamına gelir .Canlı varlıkların hayatlarını sürdürmeleri uyumlarına bağlıdır. İnsan ruh sahibi bir varlıktır. Ruh üçüzleri olan akıl, irade ve vicdan sayesinde insan, uyumu seçme veya reddetme yeteneğine sahiptir. Bu üçünün birbirine uyumu ile insan huzurlu olur. Ümmeti bir arada tutan vahdettir. Vahdet ‘birlik’tir. Vahdetin zıddı tefrikadır. Tefrika iman topluğunun parçalanmasıdır, uyumsuzluğun ta kendisidir.

UFUK;

Gözerimi veya çevren de denilen ufuk, gökle yerin birleşir gibi göründüğü noktadır. Akla nisbet edildiğinde “aklın idrak edebildiği son noktayı “ifade eder. Ufuk en uzağı ifade eder. Bu yüzden ufuk sahibi olmaya “uz görüşü” denir ve hayatın ufku ahirettir. Zira ahiret hayat yolculuğunun son durağıdır. Mü’minin ufkundan ahireti alınca geriye hiçbir şey kalmaz. Peygamberimiz “Hesaba çekilmeden önce kendinizi hesaba çekiniz” sözüyle bize ahiret ufkunu kazandırmayı amaçlamıştır.

Sözün özü;

İyi olmakla yetinip iyiliği çoğaltmamak, kötü olmamakla yetinip kötülüğü azaltmamak pasifliktir.

Ey Talip !Rolünü seç, sorumlu davran ,iyi olmayı yeterli görme! Pasif iyi olmakla yetinme ! Aktif iyi ol.

“Kalk” emrinin muhatabı sensin , kalk ve kaldır!”

Editör: Haber Merkezi