Cuma Hutbesine Tepki: “Zina” Temalı Hutbe Tartışma Yarattı
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 3 Mayıs Cuma günü ülke genelindeki camilerde okuttuğu “Nefsi ve Nesli İfsat Eden Büyük Günah: Zina” başlıklı hutbe, çeşitli yayın kuruluşları ve sosyal medya platformlarında bazı çevrelerin tepkisini çekti. Hutbede zina ve ahlaki yozlaşma konuları ele alınırken, bu mesaj bazı kesimler tarafından “ayrımcı” ve “hedef gösterici” bulunarak eleştirildi.
Mil Diyanet Sen Tokat İl Başkanı Mustafa Çakırtaş’tan Basın Açıklaması
Tepkilerin ardından Mil Diyanet Sen Tokat İl Başkanı Mustafa Çakırtaş, sert bir basın açıklaması yaptı. Başkan Çakırtaş, hutbenin tamamen dini kaynaklara dayandığını ve Diyanet’in anayasal görevi doğrultusunda hareket ettiğini vurguladı:“Dün okunan hutbenin ardından Diyanet İşleri Başkanlığımızı hedef alan bizi üzen manşetler atıldı. Biz bu tehlikeleri yıllar önce öngördük. Bu yüzden ‘Hutbeye dokunulmazlık’ söylemini geliştirdik.”
“Hutbe 4-4’lük, Diyanet Görevini Yapmıştır”
Çakırtaş, Diyanet’in görevini yerine getirdiğini ve hutbede hiçbir yanlışlık olmadığını belirtti:“Bu hutbe 4-4’lük bir hutbedir. Diyanet İşleri Başkanlığımız anayasal görevini yerine getirmiştir. Halkımıza dini sahih kaynaklardan anlatmak asli görevimizdir. Birileri rahatsız olacak diye Allah’ın emirlerinden vazgeçemeyiz.”
Hükümete Çağrı: “Zina Suç Kapsamına Alınmalı, LGBT Dernekleri Kapatılmalı”
Açıklamasında iktidara yönelik açık çağrılarda da bulunan Çakırtaş, zina fiilinin tekrar suç kapsamına alınması gerektiğini savundu:“Zina, toplumun çöküşüne sebep oluyorsa yeniden suç olarak değerlendirilmelidir. LGBT dernekleri de büyük bir tehlike arz ediyorsa, iktidar bunları kapatmalıdır.”
“Biz Anayasal Görevimizi Yapıyoruz”
Çakırtaş, hutbeden dolayı din görevlilerine hakaret edenleri ve olayı “skandal” şeklinde manşetleştirenleri eleştirerek şunları söyledi:“Bu hutbeden dolayı din görevlilerimize saldıran, hakaret eden, bunu skandal diye manşetleştiren zihniyete sesleniyorum: Kusura bakmayın. Biz anayasal görevimizi yapıyoruz. Mil Diyanet Sen olarak bu hutbenin arkasındayız.”
