Son yıllarda görülme sıklığı giderek yaygınlaşan, çağın korkutan hastalığı olmaya devam eden kanser oluşumunda genetik etkenlerin yanı sıra çevresel faktörler de büyük rol oynuyor. Sigara ve alkol kullanımından güneşin zararlı ışınlarına maruz kalmaya, sağlıksız beslenmeden hareketsizliğe, stresten yüksek dozda röntgen ışınları ve kimyasal maddelerle temasa dek birçok etken kanserin görülme sıklığının artmasına neden oluyor.
Acıbadem Ataşehir Hastanesi Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özge Gümüşay, kanserin dünya genelinde önemli bir sağlık sorunu olmaya devam ettiğini belirterek “2023 yılında yayınlanan istatistiklere göre; erkeklerde hayat boyu kansere yakalanma olasılığı yaklaşık yüzde 41, kadınlarda yüzde 39’dur. Kanser tanısı alan kişiler tanıyı öğrendikten sonra kaygı, korkuya kapılıyor ve akıllarında pek çok soru oluyor. Toplumda kanser tanı ve tedavisinde doğru olmayan bazı inanışlar da bu süreci zorlaştırıyor” diyor. Tıbbi Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Özge Gümüşay, kanser hakkında doğru sanılan 9 yanlışı sıraladı, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.
İşte doğru bilinen yanlışlar:
“Alternatif tedavi” yöntemleri zararsız hatta yararlıdır: Yanlış!
Kanser tedavisi sürecinde sürekli istirahat gerekir: Yanlış!
Sağlıklı yaşam tarzı kanseri tamamen önler: Yanlış!
Biyopsi kanserin yayılımına neden olur: Yanlış!
Kanser tedavisi sadece kemoterapi ve radyoterapiden ibarettir: Yanlış!
Kanser tedavisi sırasında hasta her istediği gıdayı tüketebilir: Yanlış!
Kanser tedavisi sırasında hastalar izole olmalıdır: Yanlış!
Kanser tedavisi sonrasında hastalık tekrar edecektir: Yanlış!
Kanser olan kişilerin aile üyeleri de kansere yakalanacaktır: Yanlış!