18 Şubat Salı akşamı saat 19.30’da başlayacak programın sunuculuğunu Hüseyin Kıyak üstlenirken İncila Bertuğ ve Onur Güneş Ayas konuşmacı olarak yer alacak. Programda Sadettin Kaynak’ın eserlerinin seslendirileceği bir dinleti de dinleyicilerle buluşacak.
Sadettin Kaynak, Vefatının 64. Yılında Zeytinburnu Kültür Sanat’ta Anılıyor!
Ünlü Türk bestekârlarından Sadettin Kaynak, vefatının 64. yılında Zeytinburnu Kültür Sanat’ta anılıyor.Türk müziğinde özel bir yeri olan Sadettin Kaynak’ın yaşamının ve eserlerinin konu edileceği anma programında bir dinleti de yer alacak. Sunuculuğunu Hüseyin Kıyak’ın yaptığı programa İncila Bertuğ ve Onur Güneş Ayas konuşmacı olarak katılırken dinleti ekibi Aynur Ezgi Yüksel, Ahmet Furkan Duyar, Işıl Meriç Ayata ve Ayşe Ebru Şahinbaş’tan oluşacak.
Sadettin Kaynak Kimdir?
Sadettin Kaynak, 15 Nisan 1895’te İstanbul Fatih’te doğdu. Küçük yaşta Kur’an’ı ezberledi ve Mercan İdâdîsi’ni bitirdikten sonra Dârülfünun İlâhiyat Fakültesi’ne girdi. Yavuz Sultan Camii imamlığı ile mesleğine başladı. 1928’de başimam oldu ancak müziğe yönelerek görevinden ayrıldı. 1953’te Sultan Ahmed Camii’ne ikinci imam olarak atandı, ancak “Yavuz Sultan Selim Ağlıyor” filminin müzik çalışmaları sırasında felç geçirdi ve 3 Şubat 1961’de vefat etti. Cumhuriyet dönemi Türk müziğinin en önemli isimlerinden biri olan Kaynak, hem hânende hem de bestekâr olarak tanındı. Küçük yaşta mûsiki eğitimine başladı ve askerlik yıllarında halk müziği motiflerini inceleyerek eserlerine yansıttı. 1926’da Berlin’e giderken ilk bestesini yaptı ve zamanla klasik ve halk müziği ögelerini harmanlayan eserleriyle tanındı. Ayrıca film müziği bestekârlığında öncü oldu ve 85 filmin müziğini besteledi. Özellikle Mısır filmlerinin müziklerini Türk müziği formlarında yeniden düzenledi. 1000’den fazla eser besteleyen Kaynak, farklı müzik ekolleri arasında köprü kuran özgün tarzıyla Türk müziğinde kalıcı bir iz bıraktı.
Sadettin Kaynak, sesinin güzelliğiyle çok küçük yaşlarda çevresinin dikkatini çekti ve Hafız Melek Efendi'den dersler aldı.
Darüşşafaka Cemiyeti'nde, musiki öğretmeni Kazım Uz'dan nota ve usul eğitimi alan sanatçı, ilahi ve fasıl konularında Şeyh Cemal Efendi'den yararlanarak kendini geliştirdi.
Sanatçı, I. Dünya Savaşı'nda öğrenim çağındaki gençlerin askere çağrılması üzerine, 1917'de vatani göreve başladı. Diyarbakır'da askerlik görevine alınan sanatçı, daha sonra Mardin, Elazığ ve Harput'ta görev yaptı.
Usta bestekar, Cumhuriyet'in kurulması sırasında askeri gemilerde bir müddet katip olarak çalıştı.
Zehra Hanım'la 1926'da evlenen sanatçının, Cavidan, Yavuz, Feyyaz ve Günaydın adını verdiği dört çocuğu oldu.
Yavuz Sultan Camisi'nin baş imamı oldu
Kaynak, hüzzam makamındaki "Hicran-ı Elem" adlı ilk bestesini 1926'da kaleme aldı.
Yavuz Sultan Camisi'ne 1928'de başimam olan sanatçı, bestekar ve icracı kimliğinin zaman zaman ön plana çıkması nedeniyle bir tercih yapmak zorunda kaldı. İmamlık görevinden istifa ederek, kendini tamamen musiki çalışmalarına verdi.
Usta sanatçı, 1926'da plak doldurmak üzere Berlin'e, çeşitli tarihlerde de Viyana, Paris ve Milano'ya gitti. Kaynak, yazar İbnülemin Kemal Mahmut İnal'a verdiği mektubunda, hayat hikayesini şöyle anlatmıştı:
"İstanbul'a döndükten sonra film musikisi bestelemeye heves ettim; Mısır'dan getirilen 85 adet filmin müziklerini. Her filmde 10 ila 20 eser vardı. Beş yıl süreyle İpekçi Kardeşler film şirketine bağlı kaldım. Bu esnada yerli filmler için eserler de besteledim. Yerli filmlerden 'Allah'ın Cenneti'nde, Arap filmlerinden 'Leyla ile Mecnun'da film sahasında ilk bestelerimi verdim.
Bu esnada rahmetli Atatürk beni çağırttı. Bir Kur'an-ı Kerim verdi. İmzasını koydu. Kur'an-ı Kerim'de muharebeye müteallik [savaşa dair] ayetlerin tercümelerini tespit ederek, ordu kumandanlarına bir nutuk vermemi emretti. Hazırlandım. Atatürk'ün karşısında, ordu kumandanlarının hazır bulunduğu bir mecliste bu emri yerine getirdim. Atatürk, 'Kuran'da neler varmış da bizim haberimiz yok.' dedi. Müteaddit defalar birçok vesilelerle Atatürk'ün huzuruna kabul olundum"
Sadettin Kaynak, 1953'te Sultanahmet Camisi'nin ikinci imamlığına getirildi. "Yavuz Sultan Selim Ağlıyor" filminin müzik çalışmaları sırasında felç oldu. 14 Ağustos 1954'te yapılan jübilesinin ardından Kadıköy Koşuyolu'ndaki evine çekildi.
Usta sanatçı, 3 Şubat 1961'de Haydarpaşa Numune Hastahanesi'nde vefat etti ve Merkezefendi'deki aile kabristanına defnedildi.
Binden fazla eser besteledi
Eserlerinde çok zengin bir folklor yapısı göze çarpan sanatçı, halk müziğinin bölgesel motiflerini derinlemesine inceledi. Şarkı ile türkü arası bir özellik taşıyan üslup kullanarak kendine has bir form oluşturdu.
Kaynak, gezdiği yörelerin özelliği olan uzun havalar ve hoyrat ezgilerin yapısından da etkilenerek hüseyni, gerdaniye ve muhayyer makamlarında da eserler besteledi. Halk ozanları Yunus Emre, Karacaoğlan ve Erzurumlu Emrah'ın şiirlerini ve anonim halk ezgilerini de besteledi.
Besteleriyle Türk sanat müziğinde özel bir yeri olan Kaynak, 1932'de bestelediği ve Safiye Ayla'nın yorumuyla ünlenen "Çile Bülbülüm Çile" şarkısının plak, radyo ve konserlerdeki telif haklarını Safiye Ayla'ya verdi ve bu şarkı ile anılır oldu. Muhayyer makamdaki şarkının güftesini Vecdi Bingöl kaleme aldı.
Usul, ritim, tempo değişiklikleri ve makam geçişleri yönünden zengin eserler ortaya koyan Kaynak, binin üzerinde beste yaptı.
Sadettin Kaynak'ın bestelerinin çoğu dönemin ünlü sanatçıları Münir Nurettin Selçuk, Müzeyyen Senar, Safiye Ayla, Hamiyet Yüceses, Şükran Özer ve Mualla Mukadder tarafından seslendirildi ve plakları satış rekorları kırdı.
İstiklal Marşı'nı besteleyenler arasında da bulunan Kaynak, aynı zamanda ezanı Türkçe seslendiren ilk kişi oldu.
Kaynak'ın unutulmayan eserlerinden bazıları şöyle:
"Benim Yarim Gelişinden Bellidir", "Tel Tel Taradım", "Kara Bulutları Kaldır Aradan", "Muhabbet Bağına Girdim Bu Gece", "Dertliyim Ruhuma Hicranını", "İncecikten Bir Kar Yağar", "Çile Bülbülüm Çile", "Ben Güzele Güzel Demem", "Enginde Yavaş Yavaş", "Gönül Nedir Bilene Gönül Veresim Gelir", "Leyla Bir Özge Candır", "Niçin Baktın Bana Öyle", "Leylakların Hayali", "Bir Rüzgardır Gelir Geçer Sanmıştım", "Ela Gözlerine Kurban Olduğum", "Yanık Ömer"