Pekin’deki jeologlar, Çin’in enerji geleceğini sonsuza dek değiştirebilecek bir keşfe imza attı. İç Moğolistan’daki Bayan Obo maden kompleksinde bulunan devasa toryum rezervlerinin, ülkenin enerji ihtiyacını 60 bin yıl boyunca, hatta “neredeyse sonsuza kadar” karşılayabileceği iddia ediliyor. Bu çarpıcı bulgu, fosil yakıtların sonunu getirebilecek bir dönüm noktası olarak görülüyor.
Toryum: Geleceğin Enerji Devi
Hafif radyoaktif bir element olan toryum, erimiş tuz reaktörleriyle muazzam bir enerji üretim potansiyeline sahip. The South China Post’un ele geçirdiği rapora göre, Bayan Obo’daki maden kompleksinin tam kapasite işletilmesi halinde 1 milyon ton toryum çıkarılabileceği tahmin ediliyor. Daha da çarpıcı olanı, İç Moğolistan’daki bir demir cevheri sahasından beş yılda biriken maden atıklarının, ABD’nin 1000 yıldan fazla enerji ihtiyacını karşılayabilecek kadar toryum içerdiği belirtiliyor. Araştırmacılar, Çin’in maden atıklarında “el değmemiş” halde duran bu kaynakların, dünya genelinde fosil yakıt bağımlılığını tarihe karıştırabileceğini savunuyor.
Türkiye’nin Toryum Hazinesi
Bu keşif yalnızca Çin’le sınırlı değil. Türkiye de dünyanın en büyük toryum rezervlerinden birine sahip ülkeler arasında yer alıyor. Özellikle Eskişehir, Malatya ve Sivas gibi bölgelerde bulunan zengin toryum yatakları, uzmanlara göre Türkiye’nin enerji geleceğinde stratejik bir rol oynayabilir. Toryumun uranyumdan 200 kat daha fazla enerji üretebildiği ve doğada daha yaygın bulunduğu düşünüldüğünde, Türkiye’nin bu potansiyeli göz kamaştırıyor.
Nükleer Yarış Hız Kazanıyor
Çin’in bu hamlesi, ABD, Rusya ve Çin arasındaki nükleer enerji yarışını kızıştırıyor. Raporun yayınlandığı gün, ABD Başkanı Donald Trump’ın, Ukrayna lideri Volodymyr Zelensky ile Ukrayna’nın nadir toprak元素lerini çıkarmasına olanak tanıyan bir anlaşma imzalayacağı duyuruldu. Çin ise ülke genelinde 233 toryum zengini bölge tespit ederek rezerv tahminlerini kat kat aşmış durumda.
Toryumun Avantajları ve Zorlukları
Dünya Nükleer Birliği’ne göre, toryum doğada uranyuma kıyasla çok daha bol bulunuyor ve erimiş tuz reaktörlerinde kullanıldığında daha az toksik atık üretiyor. Üstelik bu atıklar daha kolay yeniden işlenebiliyor.
