Milli Savunma Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Afyoncu, Kurban Bayramı'nı memleketi Tokat’ta ailesiyle birlikte geçirdi. Ziyareti sırasında Tokat’ın tarihi yapılarından biri olan Alaca Mescit’i gezen Prof. Dr. Afyoncu, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda şu ifadeleri kullandı:
“Allah bir bayramı daha Türkiye'nin en güzel şehri Tokat’ta, memlekette ailemizle geçirmeyi nasip etti. Herkesin Kurban Bayramı mübarek olsun."
Prof. Dr. Afyoncu’nun bu paylaşımı, hem Tokatlı hemşehrilerinden hem de tarih ve kültür meraklılarından büyük beğeni topladı.
Selçuklu’dan Osmanlı’ya: Alaca Mescit’in 700 Yıllık Sessiz Tanıklığı
Tokat’ın merkezinde yer alan ve hem mimari hem de tarihi açıdan önemli bir yapı olan Alaca Mescit, 1300’lü yıllarda Selçuklu Sultanı Alaeddin Keykubat döneminde inşa edildi. Caminin üç ayrı kitabesi bulunmaktadır:
Avlu duvarındaki çeşme kitabesi
Cami giriş kapısı üzerindeki kitabe
Minare kaidesinde yer alan kitabe
Bu kitabelere göre cami, İbrahim oğlu Abdülaziz tarafından yaptırılmış; 1505-1506 yıllarında II. Bayezid döneminde onarımdan geçmiştir. 1939 yılında meydana gelen Tokat depreminde hasar gören minare yeniden yapılmış, 1952 yılında ise son cemaat yeri restore edilmiştir.
Mimari Detaylar: Kalemişi Süslemeler ve Geometrik Tuğla İşçilik
Alaca Mescit’in en dikkat çekici özelliklerinden biri, mihrap önündeki kubbeyle örtülü kare planlı yapısıdır. Sekizgen kasnak üzerine oturan kubbe, dıştan kiremit kaplı konik bir külahla örtülüdür. Cami içerisindeki geçiş elemanlarında kalemişi süslemeler yer almakta, minare gövdesinde ise tuğladan yapılmış geometrik desenler dikkat çekmektedir.
Giriş kapısı mermerden olup, yapının genelinde moloz taş ve düzgün kesme taş kullanılmıştır. Tuğla ise özellikle minare ve üst örtüde tercih edilmiştir. Caminin kuzey avlusunda bulunan şadırvan ve dış cepheye bakan çeşme, yapının sosyal yaşamla entegrasyonunu göstermektedir.
Tokat'ın Kültürel Değerlerine Vurgulu Ziyaret
Prof. Dr. Erhan Afyoncu’nun bu anlamlı ziyareti, Tokat’ın tarihî ve kültürel mirasına yönelik farkındalığın artmasına katkı sundu. Aynı zamanda, bayram gibi özel günlerin sadece manevi değil, tarihî bağların da yeniden kurulmasına vesile olduğu gözler önüne serildi.