Tokat’ın merkezine yalnızca 15 kilometre mesafede yükselen bir doğa harikası olan Topçam Yaylası, 1600 metre yükseklikte adeta bir cennet köşesi sunuyor. İtalya’nın meşhur Toskana bölgesini andıran yemyeşil dokusu, çam kokularıyla bezeli tertemiz havası ve Tokat’ı tepeden kucaklayan muhteşem manzarasıyla bu yayla, doğaseverlerin ve huzur arayanların gözbebeği haline geldi. Yazın serinliğiyle, kışın karla kaplı masalsı güzelliğiyle her mevsim ziyaretçi akınına uğrayan Topçam Yaylası, adeta Tokat’ın saklı kalmış bir incisidir.

Doğanın Kucağında Bir Hazine

Topçam Yaylası, Karadeniz’in eşsiz yeşillikleriyle çevrili bir tabiat şaheseri. Tokat’ın en büyük çam ağaçlarının gölgesinde uzanan bu yayla, geniş otlakları, akan dereleri ve doğal göletleriyle dikkat çekiyor. 1600 metre rakımı sayesinde yaz aylarında bile serin bir sığınak sunarken, kışın bembeyaz örtüsüyle kartpostallık görüntüler sergiliyor. Yaylanın sunduğu panoramik manzara ise kelimelerle tarif edilemeyecek kadar büyüleyici: Tokat şehrinin tüm güzellikleri ayaklarınızın altında uzanıyor.

Her Mevsim Bir Başka Güzel

Berkay Gezgin tutuklandı! "Her şey çok güzel olacak" sloganının mucidi Berkay Gezgin kimdir, nereli? Berkay Gezgin tutuklandı! "Her şey çok güzel olacak" sloganının mucidi Berkay Gezgin kimdir, nereli?

Topçam Yaylası, mevsimine göre ziyaretçilerine farklı bir deneyim vadediyor. Yazın doğa yürüyüşleri, piknikler ve kamp aktiviteleri için ideal bir mekan sunarken, ilkbaharda çiçeklerin açtığı yemyeşil bir tabloya dönüşüyor. Sonbaharda ise sarı ve turuncu tonlarıyla adeta bir ressamın fırçasından çıkmış gibi görünüyor. Kış aylarında kar kalınlığının yer yer bir metreyi aştığı yayla, doğanın sessiz ve dingin yüzünü keşfetmek isteyenler için bulunmaz bir fırsat sunuyor. Yerli ve yabancı turistler, bu doğal güzelliği yaşamak için dört mevsim yollara düşüyor.

Topçam Yaylası, Tokat’ın en çok ziyaret edilen yaylalarından biri olmasının yanı sıra, yaylacılık kültürünün de yaşatıldığı bir bölge. Mayıs ayından itibaren köylüler, hayvanlarını otlatmak ve doğayla iç içe bir yaşam sürmek için yaylaya göç ediyor. Taşlarla örülü yaklaşık 150 yıllık geleneksel yayla evleri, betonlaşmaya izin verilmediği için bölgenin otantik dokusunu koruyor. Misafirperver yayla sakinleri, gelen ziyaretçilere sıcak bir karşılama sunarak bu doğal güzelliği paylaşmaktan mutluluk duyuyor.

Editör: Hami İşler