Seçim sonuçlarını yalnızca ekonomiye bağlamak, Ak Partide seçilen veya oy artıran  adaylarında başarısını da görmezden gelmektir.

Niksar ve Artova Belediye Başkanları buna örnektir.

Hem Semih Tepebaşı hem de Ali Güner doğru isimler olduğu için belediye başkanı seçildiler.

Seçimde alınan sonuç nasıl ki sadece ekonomi kaynaklı değilse, özeleştiri sorumluluğu da sadece adaylarda değil aday belirleme süreçleride sorgulanmalıdır.

Geçmiş dönemlerde aday belirleme süreçlerinde  “benim adayımdan” ziyade sonuç alacak aday en önemli kriterdendi.

Benim dediğim olacak, benim adamım aday olacak dayatması Ak Partide Tokat’ta başarısızlığı getirdi.

Son dönemlerde nasılsa Reis  kazanıyor; en iyisi zafere kimseyi ortak etmeyelim

anlayışı hakim olmaya başladı.

Zafer derken ranta çökmeyi, kibri, egoyu, büyüklenmeyi de kimseye kaptırmayalım yarışına girdiler.

Recep Tayyip Erdoğan’a verilen oyları kendilerine veriliyor yaygarası koparıp her daim vazgeçilmez rolünü kaptılar.

Bir görev bitti başka görev başladı. O bitti herhangi bir kurumda ballı maaşlı yönetim kurulu üyeliği aldılar.

Ve kaybetmenin sorumluluğunu üstlenip daha bir Ak Partili yetkili istifa etmedi.

Bugün alınan neticede sorumluluk adresi olarak Recep Tayyip Erdoğan’ı gösteriyorlar. Recep Tayyip Erdoğan diyenlere sorumluluk alın ve gereğini yapın.

Ayrıca oy vermeyeceğim diyen gençler ve emekliler üzerinde mecbur verecekler diye bakıldı.

Ak Partinin basın ve halkla ilişkiler birimi de egodan, kibirden nasibini almış olacak ki milletten uzak seçim propagandası yaptı.

Özellikle Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanı Fahrettin Altun ve ekibi, Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan’ı gerçek bilgileri vermedi. Gerçeği manipüle etti.

Ak Partisinin kaybetme nedeni millete dayatılan siyasetçi portresidir. 22 yıldır aynı adamlar üzerine kurulu siyasi tablo milleti heyecanlandırmıyor. Millet artık bu siyasi figürleri istemiyor sandıkta oyda vermiyor.

Ne olacak derseniz.

Ak Partide genel merkezden başlamak üzere taşra teşkilatlarına kadar bir yenilenme olmazsa hiçbir şey olmaz.

Siyaset yeniden şekillenir, şekillenen siyasette de yeni aktörler ortaya çıkar.

Vesselam.

Hüseyin Kömür