Bende isterdim ki şöyle koltuğa şeref verecek, İl Genel Meclisi Başkanımız olsun.

Olmadı, olmadığı gibi, kendine yakışanı da,  giderayak gösterip gitti.

Sen 3 kuruşluk adama,  5 kuruşluk kıymet verirsen, arada kalan bu 2 kuruş için adam gelir seni satar.

Erol Duyum tam bu söze uyuyor.

Kaybetmenin sorumlusu,  yazdığım, eleştirdiğim için sadece benim galiba.

Tamam tamam,  Ak Parti'de görev alan arkadaşlar suçlu benim!

Bunlar gökten zembille inmiş olacak ki,  yanlıştan münezzehler haşa!

Vekil, başkan adayları, il genel meclisi üyeleri, parti yöneticileri çok çalıştı. Ama kime?

Entelektüel gözükmek için yırtınan, sadece tek varlığı Vekilimiz Özlem Zengin'in refansı ile Tokat siyasetinde olan,  Erol Duyum hakkımda, itibar cellatlığına soyunmuş.

Yüzüme karşı kardeşim derken ne oldu ki iftiraya soyundun Erol.

Genel seçimlerde karşılıksız olarak sizleri savunduğum için hani kahramanınızındım!

Ben sadece tarafım net olsun, milletvekili aday adaylığımdan dolayı kendime yakışanı yaptım.

Cumhurbaşkanımıza yük değil savunduğu davada nefer olmak adına yazdım çizdim.

Bak bu gün Allah'tan korkmadan bana iftira atıyorsun.

Allah'tan korksan kuldan utansan zaten iftira atmazsın 

 Ben aleyhte, arkadan konuşmam Erol Duyum.

 Artovalıyım. Ya yüzüne konuşur yada herkesin duyacağı şekilde yazarım.

Bizim oralarda erkek kalleş olmaz, erkek fahişelik yapmaz. 

Artovalılık, Tokatlılık gurur kaynağımdır benim.

Şimdi ne oldu, yerel seçimi kaybetmenin sorumluğundan nasibini aldığından.

İl Özel İdaresi olarak köylerde ki seçmeni Ak Partiden kaçırdığından.

Köylüyle muhabbeti kesip, başka muhabbetlere giriştiğinden!

İftira ile bunları kapatacağını mı sanıyorsun?

Kaybettirdiniz diyorum. Sen de il genel meclisi üyelerinle beraber,  Tokat'ta Ak Parti'ye kaybettirenlerdensin, var mı itirazın!

Vekilimiz Özlem Zengin hatırına, Tokatlılar ve Ak Partililer olarak seni yeteri kadar sırtımızda taşıdık değil mi, var mı bir itirazın buna.

Cumhuriyet tarihinin en başarısız İl Genel Meclisi Başkanı oldun, onu da yuttuk, hatıra. Buna da sanmam bir itirazının olacağını.

Kişisel onlarca sorunun var, bize yakışmaz kişisel konular diye onu da yuttuk, geldim uyardım seni hatırla.

Bunca başarısızlığa rağmen, ne yapacaktık seni ömür boyu sırtımızda taşımaya devam mı edecektik.

Sen ne yaptın muhteris olarak iftira atmaya başladın.

İftiraya bakarmısın, ben Vekilleri para almadığım için eleştiriyormuşum.

Vekilimiz ve senin ablan Özlem Zengin'i yıllardır savunuyor yazıyor çiziyorum,  sor bakalım bir gün para muhabbetimiz olmuş mu?

Bu ne biçim çirkin kap kara bir iftiradır, kabul edemiyorum.

Şimdilik orucum kelimelere dökemiyorum, kızgınlığımı.

Bu iftiranın altında kalır, sözlerini yutarsın Erol Duyum.

Yada açık açık konuşursun, hangi vekilli para, çıkar ilişkimden dolayı eleştirmişim?

Yusuf Beyazıt'a da sor bakalım çıkar ilişkim nedir onla.

Ya da Cüneyt Aldemir'e.

Mustafa Arslan'a da sor.

Dört dönem vekillik yapan Zeyid Aslan'a sor.

Ben Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan adına üzülmesem,  hiç umurumda olmaz. Oh olmuş derim. Keyfime bakarım.

Makamdayken neydiniz ki şimdi ne olasınız!

Mübarek günler hatırına asıl yazımı  cevabımı bayramdan sonraya bırakıyorum.

Onu da Vekilimiz Özlem Zengin hatırına say.

Madem sen iftira atıyorsun.

Ben gerçekleri sana hatırlatacam, bayram sonrası.

Harbi olmak, öyle her baba yiğide nasip olmuyor özellikle siyasette!

Ya yüzüme söyleyeceksin,  arkadan iş çevirme, entelektüel siyasetçi!

Kolay değil öyle iftira atmak, koskoca Tokatı biz size emanet ettik, emanete sahip çıkamadınız, başaramadınız, kişisel egolarınıza Ak Partiyi kurban ettiniz,  bunu kabül edip kenara çekilmek zor mu?

Ya Ak Parti kaybetmedi, siz bilerek kaybettirdiniz.

Biraz boynunuzu büküp, susun artık.

Vesselam 

Hüseyin Kömür