Memleketin en güzel yerinde yetiştik, belki Allah'ın bir lütfu, belki tesadüf Tokat'ın yüz yıllar önce yaşam sürülen Kaledibi mah. (Yahudi mah.) sonra Sulu sokakta Çerkes Ahmet lerin evinde kiracı olarak kaldık. Ulu Camii'ye çok yakındı, iki sokağın kesiştiği noktada eski bir bina vardı, tepe bir noktada az bir ışık yayılan kare mekanlı, içerisinde mermer bloklardan zemin döşemeleri, kenarlarındaki oyuklara insanlar çişlerini yaptıklarını için tuvalet olarak kullanılır hale gelmişti.
Ulu Camii'yi araştırırken yapının etrafında Roma döneminde kullanılan mimari yapıları çağrıştıran taş bloklar dikkatimi çekmişti, yakınında bulunan binanın bizlerin hela olarak kullanılan yapı büyük bir ihtimal ile dönemin yapı topluluklarından bir tanesi idi.
Tokat'ta Sanat Tarihi bölümü mezunu bir çok kardeşimiz var, başkan Eyüp bey konuya el atıp Ulu Camii ve etrafında detaylı bir araştırma yaptırsa (Mehmet abi, Halis, Mesrur aklıma geldi hemen) Tokat'a büyük bir ekonomik kaynak olarak geri döner.
Sık dişini diye birisi isim koymuş, hemşehrilerimiz de tarihi değerlerimizin içine çiş yapıyor.
Tokat'ta ki eserlerimize sahip çıkarsak, inanılmaz bir kaynak aktarımına sahip oluruz.