Düşünmek ve düşündüğünün farkında olmak insanı insan yapan en temel özelliklerden biridir.

Modern felsefeyi kuran Descartes felsefenin temelini ‘‘düşünüyorum öyleyse varım’’ ile başlatmıştır. Düşünmek ve düşünebilmek insanın gelişimi için, toplum içerisinde bağ kurabilmek için gereklidir. Fakat işlevsiz düşünceleri hayatımızın merkezine olduğu gibi almak zarar verici olabilir. Harekete geçmenizi engelleyebilir. Zihin sürekli belli başlı düşüncelerle meşgul olabilir. Zihin geçmiş olayları sorgulayabilir, gelecek hakkında kaygılanarak olası senaryoları tekrarlayıp durur. Sonrasında da kronik olarak stres döngüsüyle baş başa kalabilirsiniz. Duygusal olarak yorgunluk, uyku problemleri, iştahta artış veya azalma yaşayabilirsiniz. Aşırı düşünmenin olumlu ve olumsuz yönleri vardır. Olumlu diyebiliriz çünkü kısa vadede stresli bir durum hakkında değerlendirme yapmak, düşünmek bizi harekete geçirir. Önemli bir sınavınızın olması halinde sınavı belirli bir düzeyde düşünüyor olmak kişiyi harekete geçirerek sınava hazırlanmasını sağlar. Çoğu zaman da olumsuz çünkü uzun süreli yüksek düzeyde stres kişiyi hareketsiz bırakır. Harekete geçmek yerine zihnin içerisinde yaşayıp durma haline psikolojide ‘‘ruminasyon’’ denilmektedir. Zihinsel olarak geviş getirme durumudur. Yani stresli durumlarda herhangi bir çözüme odaklanmadan yaşanan olayların sürekli nedenlerine, anlamlarına odaklanmadır. Zihninde dönüp duran düşünceleri fark etmek ve bu düşünce ne kadar gerçekçi diye sormak burada önemlidir. Zorlayıcı duyguları kabul etmek yerine bastırmak aşırı düşünmeye neden olmaktadır. Bilinmeyen, belirsiz durumlara dair yaşanılan yoğun korku duygusu kişiyi aşırı düşünmeye sürükleyebilir. Sanki yeterince uzun düşünürse geleceği kontrol edebilecek gibi bir yanılgı kişide olabilmektedir. Belirsizlik içinde zor zamanlardan geçerken kendini çaresiz hissedebilirsin ve bununla beraber kontrol arayışı da artar. Çaresizlik hissine katlanmak zorlayıcıdır. Aşırı düşünmek yaşanan çaresizliğe karşı bir kontrol yanılsaması sağlamaktadır. Fakat belirsiz durumları kabul etmek, belirsiz durumlarla birlikte hareket etmek uzun vadede korku ve kaygı durumlarıyla baş edebilmeyi sağlar. Olumsuz düşüncelerde sürüklenme hali kaygıyı beraberinde getirmektedir. Gerçeklikten uzaklaştıran düşünce hataları aşırı düşünmeye neden olur. Genellikle kendimize ve dünyaya dair temel inançlardan beslenirler. Olayları yanlış yorumlamaya neden olurlar. Çocukluktan itibaren ebeveynlerden, arkadaşlıklardan, komşulardan duyduklarınızla birlikte temel inançlar oluşmaktadır. Olayların sadece olumsuz durumlarına odaklanmak, sadece siyah ya da beyaz düşünmek düşünce hatalarına neden olmaktadır.

1.Farkındalık Geliştir.

Seni aşırı düşünmeye iten durumlar neler? Bir günlük tutabilirsiniz. Bir süre sonra yazdıklarınıza baktığınızda ortak durumları fark edebilir, neyi neden yaşadığınızı anlayabilirsiniz.

2. Düşüncelerle aranıza bir mesafe koyabilirsin.

Kendini ve olumsuz düşüncelerinize nasıl tepki verdiğinizi izlemek faydalı bir adım olabilir. Çünkü bazen düşüncelere verilen tepkiler aşırı düşünmeye neden olabilmektedir. Düşüncelerin ardındaki temel duyguyu bulmak burada önemlidir.

Peki düşünceyle aranıza nasıl mesafe koyabilirsiniz?

Düşünceleri gözlemleyerek fakat değerlendirme yapmadığınızda aranıza mesafe koyabilirsiniz.

Olumsuz düşünceler geliyor fakat bunlar sadece birer düşünce diyebilmek. Sadece zihnimizde var olduğunu gerçek olmadığına dair bir farkındalık gelişir. Mesafe sayesinde duygusal olarak daha az etkilenmiş olursunuz. Düşüncelerin gökyüzündeki bulutlar gibi geçip gitmesine izin verebilirsiniz.

3. Düzenli spor, sağlıklı beslenme ve rutinler oldukça önemlidir.

Beden harekete geçtiğinde zihin sessizleşir.

Kendinizi tanıyarak hobilerinize vakit ayırmak ve rutinler oluşturmak zihninize gelen düşüncelerden uzaklaşmanıza yardımcı olacaktır.

4.Kendinize özşefkat göstermek

En yakın arkadaşına destek olur gibi kendine, düşüncelerine o şekilde şefkatle yaklaşmak önemlidir.