‘‘Sürekli kendimi yıpratan işlerde çalışıyorum.’’

‘‘Mutsuz olacağımı bile bile romantik bir ilişkiye başlıyorum.’’

‘‘Hep aynı kişilikte insanlar hayatımda.’’

Bu cümleleri günlük hayatınızda sık sık duymuş veya kullanmış olabilirsiniz.

Bu soruların insanlardaki cevabı 0-7 yaş çocukluk döneminden itibaren şekillenmeye başlıyor. İlk ilişki kurma deneyimimiz anne ve babamızdır. Hayatımızda gördüğümüz ilk ilişki ise onların ilişkisidir. Zamanında nasıl bir baş etme şekli öğrendiysek yetişkinlikte o şekilde devam ettiriyor olabiliriz. Bu şekilde kendimizi korumaya başlarız. Ebeveynlerle kurulan bağ yetişkinlikte devam etmektedir. Zaman zaman kendi kendimizi sabote ediyor gibi hissettiriyor olsa bile bu kısır döngü tanıdıktır, güvenlidir. Döngüleri tekrar etmemizin bir nedeni de o yarayı iyileştirme isteğidir. Çocuklukta iyileştirmeye dair güç bulamadığımız için yapılan tek şey o durumla baş etme mekanizmaları geliştirmektir. Çocuk duygularını bastırmayı öğrenerek alamadığı sevgiyi, kabulü nasıl alabileceğine odaklanır. Yetişkinlikte ise bugünkü duygularımızla ilişki kurduğumuz ya da kurmak istediğimiz kişileri değiştirmeye yönelik arzular, karşımızdaki kişiyi çok yoğun bir şekilde kaybetme korkusu hissedilebilir. Karşımızdaki kişinin her an yanımızda olduğuna, çok sevdiğine dair veya iş yerinde başarılı olduğumuza dair aşırı bir kontrol geliştirmiş oluruz. Hislerimizden yola çıkarak o ilişkiye benzeyen kişiyi hayatımıza alıp benzer şekilde ilişkiler kurarak bilinçdışında o ilişkiyi iyileştirmeye çalışırız. İyileştiremedikçe aynı kişileri, işleri tekrar tekrar hayatımıza almaya devam ederiz.
Bu döngüyü anlamak mümkün mü?
Öncelikle herkes zaman zaman ilişkilerinde bazı düşüncelerin içine girebilir. Fakat hayatınızda sürekli olarak var olan bir döngü var ise bunu fark etmek ve davranışsal olarak bir uzmanla çalışmak önemlidir.
Bebeklikte anne ile tutarlı bir duygusal bağ kurulamadığında, bebek ağladığında bakım veren kişi tarafından görülmediğinde yetişkinlikte bu döngülerin tekrarlanması görülür. Tam tersi bir aile dinamiği olarak aşırı korumacı ailelerde çocuğa büyümesi için alan tanınamamışsa da birey kendi yeterlilik ve yetersizliklerini görememesi sonucu kısır döngüye girebilir.
Çocukluk ve ebeveynle ilişkiye bakılmalıdır. Kendimize bazı sorular sorabiliriz.
Tekrarlayan döngüler sonrası bu kaygı hissi bana tanıdık mı?
İlk kez hayatımda bunu ne zaman deneyimledim?
Neye ihtiyaç olduğunu anladıktan sonra bu döngüleri kırmak mümkündür.
. Kendinize cezalandırıcı yaklaşmak yerine şefkatle yaklaşmayı seçtiğiniz her durumda tekrarlayan döngüyü kırabilirsiniz.
Örneğin; bireysel olarak kendinize vakit ayırmak, yoğun bir günün ardından kendinizi ödüllendirmek.
. Sınırlarınıza saygı duyan insanlara yaklaşarak bu döngüleri kırabilirsiniz
Örneğin; ‘‘hayır uygun değilim’’ dediğiniz bir buluşmada size eleştirel yaklaşmayan kişilerle ilişki kurabilmek.
. Yaşadığınız yoğun duygular sonrası ‘‘böyle hissetmemem lazım’’ demek yerine duygularınız size ne mesaj veriyor bakarak tekrarlayan bu döngüyü kırabilirsiniz.
Örneğin; öfkeli hissediyorsanız, bu duyguyu kontrol etmek yerine ‘‘evet şu an öfkelendim’’ diye kendinize itiraf ederek.
Detaylı bilgi ve iletişim için [email protected] mail adresinden ve
Psk.edahizarci adlı instagram hesabından https://www.instagram.com/psk.edahizarci/ bağlantısı üzerinden benimle iletişime geçebilirsiniz.