Bitkisel üretimi sınırlayan hastalık, zararlı ve yabancı otların zararından bitkileri korumak, bu yolla tarımsal üretimi artırmak ve kalitesini yükseltmek amacıyla yapılan tüm işlemlere BİTKİ KORUMA ya da ZİRAİ MÜCADELE denir.
Tarımsal mücadele yöntemleri sırasıyla,
Kültürel mücadele, yetiştirme metotlarının uygun bir şekilde değişimi ile zararlı ve hastalıkların içinde bulundukları ortamı onlara uygun olmayacak şekilde değiştirmek suretiyle çoğalma hızlarını ve zararını azaltmaktır.
Zirai Karantina, her türlü bitki ve bitkisel kökenli materyalin ülkeye giriş, çıkış ve ülke içinde dolaşımında uygulanan; kanun, tüzük ve yönetmeliklere dayalı; bitki sağlığı açısından tehlikeli hastalık ve zararlıları dikkate alarak yapılan muayene, kontrol ve diğer faaliyetleri içeren bir çalışmalar bütünüdür.
Fiziksel mücadele, zararlıların yaşadığı ortamın fiziksel özelliklerini değiştirerek onları yok etmeye veya faaliyetlerini azaltmaya yönelik çalışmalardır.
Biyolojik mücadele, bir canlı etmenin, diğer bir canlı etmenin yoğunluğunu baskı altında tutmak amacıyla aktif olarak kullanılmasıdır. Yararlı organizmalar zararlıyı bulur ve onunla savaşır.
Biyoteknik mücadele, zararlıların üzerinde etkili olan bazı yapay veya doğal maddeleri kullanarak normal özelliklerini bozmak suretiyle uygulanan yöntemlerdir.
Ülkemizde biyolojik ve biyoteknik mücadele yapan üreticiler 2010 yılından itibaren desteklenmektedir. Bitkisel üretimde ilaç kullanımını azaltmak, taze sebze ve meyvede iç ve dış tüketimde yaşanan kalıntı sorununu önlemek ve doğal dengeyi korumak amacıyla, biyolojik ve biyoteknik mücadele yöntemleri Bakanlık tarafından öncelikli olarak değerlendirilmelidir.
Kimyasal mücadele, bileşiminde bulunan kimyasal maddeler kullanılarak bitkilerdeki hastalıkları ve zararlı yabancı otları yok etmek için yapılan mücadeleye denir. Kullanılan kimyasallara zirai ilaç adı verildiği için ilaçlı mücadele de denilebilir. Kimyasal mücadele, diğer yöntemler yetersiz kaldığında en son çare olarak uygulanmalı ve insan sağlığına, çevreye ve bitkilere zarar vermeyecek şekilde kullanılmalıdır.
Entegre mücadele, tüm mücadele yöntemlerinin uyum içinde kullanılmasıyla zararlı popülasyonlarını Ekonomik Zarar Seviyesinin altında tutmayı amaçlayan bir yönetim sistemidir. Doğal dengeyi koruyucudur. Çevre ve insan sağlığına olumsuz etkisi yoktur. Mücadele masrafları azalır ve ekonomik tasarruf sağlar. İlaç kalıntısı olmayan ürün elde edilir.
Zirai ilaçlar, zararlılar arasında var olan doğal dengeyi bozabilir, zehirlenmelere neden olabilir, doğal düşmanlara (faydalı böceklere) zarar vererek zararlıların artmasına neden olabilir. Toprağa, havaya, suya karışarak çevre kirliliğine yol açabilir. Hastalık, zararlı ve yabancı otlar zamanla dayanıklılık kazanarak ilaçların etkisiz olmasına neden olabilir. Ürünlerde kalıntı bırakarak iç ve dış ticarette sorun yaratabilir, ilaç fiyatlarının yüksek olması nedeniyle ürünün maliyetini artırabilir. Bal arıları, tozlayıcı arılar, kuşlar, balıklar ve suda yaşayan diğer canlıları olumsuz yönde etkileyebilir. Gelişigüzel ve yoğun olarak yapılan ilaçlamalar sonucunda zararlar daha da artabilir.
Bitkisel üretim yaparken, istenen verim ve kalitede sağlıklı ürün elde etmek için sadece kimyasal mücadeleye başvurmanın olumsuz sonuçları, pestisitlerin tehlikeleri nedeniyle artık tüm dünya ülkeleri tarafından kabul edilmektedir. Dünyada pestisit kullanımının azaltılması yönünde önemli çabalar mevcuttur.
Bu yüzden Avrupa Birliği Komisyonu, Yeşil Mutabakat adı altında hem AB üyesi ülkeler hem de AB ile ithalat ve ihracatı olan yakın ülkeler için bu mutabakatı zorunlu hale getirmiştir. Bu kapsamda 2030 yılına kadar pestisitlerin yüzde 50 oranında ve gübrelerin de yüzde 20 civarında azaltılması hedeflenmektedir.
Yine AB, dünyadaki en yüksek gıda güvenliği standartlarından birine sahiptir. Bu durum büyük ölçüde gıda ve yemi güvenli tutmak için yürürlükte olan sağlam AB mevzuatı sayesindedir.
Gıda güvenliği araçları kapsamında, gıda zincirinden kaynaklanan halk sağlığı riskleri durumunda gıda güvenliği otoritelerinin hızlı tepki vermesini desteklemek amacıyla, üye ülkeler arasında bilgi alışverişini sağlamak için Gıda ve Yem için Hızlı Uyarı Sistemi (RASFF) kurulmuştur.
• RASFF, gıda güvenliği yetkililerinin gıda veya yemden kaynaklanan sağlık risklerine ilişkin bilgileri hızla paylaşabilmelerini ve bu riskleri önlemek için derhal harekete geçebilmelerini sağlamak amacıyla kurulmuştur.
• RASFF, acil bildirimlerin toplu ve etkili bir şekilde gönderilmesini, alınmasını ve yanıtlanmasını sağlamak için 7/24 hizmet sunmaktadır .
• RASFF aracılığıyla paylaşılan hayati bilgiler, ürünlerin piyasadan geri çağrılmasına yol açabilir.
• RASFF sayesinde, çiftlikten sofraya kadar pek çok gıda güvenliği riski, zarara yol açmadan önlenmektedir.
Dünyada, daha çevreci ve yeni alternatif mücadele arayışları hız kazanmıştır.
Alıcı ülkelerin üretim talepleri, üreticilerimizi daha dikkatli ürün üretmeye yönlendirmektedir. Zaman zaman ulusal basında ülkemizden ihraç edilen tarımsal ürünlerde pestisit başta olmak üzere aflotoksin ve diğer zararlı etmenlerden dolayı ürünlerimizin alıcı ülke gümrükleriden geri döndüğü bilinmektedir. Bu durum tüm dünyada olduğu gibi ülkemizde de gittikçe yaygınlaşan organik tarım, iyi tarım uygulamaları, entegre mücadele biyolojik ve biyoteknik yöntemlerinin ön plana çıkmasını sağlamaktadır.
Aflatoksinler üzerinde önemle durulan maddelerdendir. Aflatoksin, nemin artışı ve ısıya bağlı gıdalarda ve yemlerde gelişen toksik kimyasal bir maddeye verilen isimdir. Nemli ortamda oluşan küfün (aspergillus) sporları, bu toksik maddeyi üretmekte ve besin maddesine bulaştırmaktadır. Bunlar kuru meyveler, yağlı kuru meyveler, baharatlar, tahıllar, süt ve süt ürünleri ve hayvan yemlerinde bulumaktadır. Aflatoksinlerin içinde yer aldığı mikotoksinlerin de sağlık üzerindeki olumsuz etkileri bilinmektedir.
Doğada 100’ün üzerinde küf türü tarafından üretilen 400 civarında mikotoksin vardır. Mikotoksinler hem insanlar hem de çiftlik hayvanları için tehlike oluşturabilmektedir. Doğrudan, içinde bulunduğu besinlerin tüketilmesiyle vücuda alınır. Bir diğer önemli maruziyet yolu ise mikotoksinli yemlerle beslenen hayvanların sütlerinin tüketilmesidir.
BİR BESİNDEN DİĞERİNE BULAŞABİLİYOR, YIKAMAYLA TEMİZLENMİYOR!
Aflatoksinler diğer mikotoksinler gibi hasat öncesi tarlada, hasat zamanı veya hasat sonrası uygun olmayan depo koşullarında ortaya çıkıyor.
Aflatoksin ve diğer mikotoksinlere karşı şu önlemleri alınabilir:
• Mikotoksin bulunabilecek gıdaları küf belirtilerine karşı kontrol edin ve küflü, rengi bozulmuş veya pörsümüş görünenleri atın.
• Tahılların işlenmesi ve depolanmasında zarar görmesini önleyin. Çünkü zarar görmüş tahıllar küflere ve mikotoksinlere daha yatkın.
• Tahıl ve kuruyemişleri mümkün olduğunca taze satın alın.
• Gıdaları böceklerden uzak, kuru ve çok sıcak olmayan bir ortamda saklayın.
• Gıdaları kullanmadan önce uzun süre bekletmeyin.
• Çeşitli gıdalardan oluşan dengeli bir diyet uygulayın.
MEYVE VE SEBZELERDE TARIM İLAÇLARININ KALINTISINDAN NASIL KURTULURUZ?
Meyve ve sebzelerdeki tarım ilaçlarının kalıntılarından kurtulmak veya en aza indirmek için şu adımları izleyebilirsiniz:
Organik Ürünleri Tercih Edin: Organik tarım sertifikası olan ürünler, belirli tarım ilaçlarını kullanmadan yetiştirilir, bu nedenle bu tür ürünleri almak kalıntı riskini azaltabilir.
Ürünleri Suda Bekletin: Meyve ve sebzeleri suda 15-20 dakika kadar bekletmek, bazı yüzey kalıntılarını gidermeye yardımcı olabilir.
Bol Suyla Yıkayın: İlaç kalıntılarını en aza indirgemek için meyve ve sebzeleri bol su altında iyice yıkayın. Sert kabuklu meyve ve sebzeleri bir fırça yardımıyla yıkamak da daha etkili olabilir.
Uzmanlar karbonatlı veya sirkeli su kullanılmasının, meyve ve sebzelerin birkaç dakika boyunca bu karışımlarda bekletilmesinin, bazı tarım ilaçlarını ve diğer yüzey kirlerini çıkarmaya yardımcı olabileceğini ve daha sonra da bol su ile durulanmasını tavsiye etmektedirler.
Kabuğunu Soyun: Bazı meyve ve sebzelerin kabuklarını soyarak ilaç kalıntılarından kurtulabilirsiniz. Ancak, bu durumda meyve ve sebzenin kabuğunda bulunan besleyici maddelerden de mahrum kalabilirsiniz.
Yerel ve Mevsimlik Ürünleri Tercih Edin: Yerel ve mevsimlik ürünler, genellikle uzun süre depolanmadığı ve uzak mesafelere taşınmadığı için daha az ilaçla işlenmiş olabilir.
Bilinçli Seçimler Yapın: Bazı meyve ve sebzeler diğerlerine göre daha fazla pestisit kalıntısı içerebilir. Örneğin, çevresel çalışma grubu olan EWG tarafından her yıl "Kirli Düzine" adında, en fazla pestisit kalıntısına sahip olan 12 meyve ve sebzenin listesi yayınlanmaktadır. Bu listeyi takip ederek, hangi ürünleri daha dikkatli temizlemeniz veya organik olarak satın almanız gerektiğini belirleyebilirsiniz.
Pestisit kalıntılarına maruz kalmamak için aldığınız önlemler ne olursa olsun, meyve ve sebzelerin sağladığı beslenme avantajlarını göz ardı etmemelisiniz. Kalıntılardan kaçınmak için bu adımları izlerken dengeli ve çeşitli bir diyetin sürdürülmesi önemlidir.