Bu ülkede kendisi para için takla atan, elindeki imkanlarla her türlü hazzı deneyen ancak kendi gibi düşünmeyenlerin yaşamı söz konusu olunca servet düşmanı kesilmeyi marifet sayan bir güruh var. Bunlar Cem Yılmaz'ın bir maymuna cinsel istismarda bulunduğu, dolandırıcılığın, küfürbazlığın özendirildiği sahnelerin yer aldığı filmlerden elde ettiği gelirlerle aldığı evi, çocuk kızlarla olan birlikteliklerinden yaptığı reklam gelirini sorgulamazlar. Ancak mevzu tv de İslami soru-sohbet programı yapan hocalara gelince veryansın ederler. On yıllar boyunca filmlerde, türkülerde ve sanatın bilumum türlüsünde din adamlarına çirkin, sahtekar, sapık roller biçip; alık rollere de Ramazan, Şaban isimlerini koymayı ilk kim akıl etti?

Hal böyle olunca ne din adamlarımıza, ne de dinimize saygı sevgi kalmadı. Geçenlerde çocuklarımın izlediği bir yeni yapımda "ca ceyli cala cula da..." saçmalığını yeniden duydum. Bu çocuklarımızı hocalara ve hocalığa böyle mi ısındıracağız?

Ne yazık ki bu ülkede hala sakız çiğnemenin orucu bozup bozmadığını bilmeyen insanlar var. Her mahallede bir cami, her camide iki din adamı varken yanı başındaki bu görevlilerle iletişim kuramayan insanlarımızın vebali, din adamlarını yıllarca toplum mühendisliklerine alet edenlerindir elbette. Bu kişilerin kim olduğunu, daha da ötesi insanların dini konulardaki cahilliğinin sebebini sorgulamak yerine hocaların gelirini sorgulayanlar vebali üzerlerinden atmış oluyor mu dersiniz?