Kendisini milliyetçi ve ülkücü olarak tanımlayan insanımızın bir tamamı için “biz bu vatanı karşılıksız sevdik” ifadesi hiç de yadırganacak bir cümle değil.

Öyle ki; konu hassasiyetlerimiz olan vatan, toprak, bayrak, bağımsızlık, ezan, komutan, terör ve reis gibi kavramlar ekonomik zorluklar, zor yaşam şartları, parti kavramları ve dahi inanci taraftarlıkların da üzerine çıkıyor.

Bunu en iyi 14 mayıs ve 28 mayıs seçimlerinde bir kez daha gördük. Gelecek adına toplumsal duyarlılıklardan kendisine paye çıkaranlar bireysel beklenti, talep ve düşüncelerini bir kenara bırakıp millet ve memleket kaygısıyla sandık başına koştu.

Özellikle ifade ettiğim milliyetçi kesimde bu o kadar açık görüldü ki, başta tüm siyasi figürler olmak üzere müthiş bir destek vererek Cumhur İttifakının genel seçimlerde başarısı için var güçleri ile çalıştılar.

En yukarıdan en aşağıya hiçbir beklenti içerisinde veya talep içerisinde bulunmadan yapılan bu samimi gayret seçim sonuçlarını da dolayısıyla etkiledi.

Bizim haberlerimizden yola çıkarak şu ifadeyi bile rahatlıkla söyleyebiliriz. Tokat Milletvekili Av. Yücel Bulut neredeyse seçim sürecindeki tüm konuşmalarında kendisi için bir talepte bulunmadı. Seçmen huzurunda bana oy verin demedi. Adeta her konuşması Cumhur İttifakı ve Cumhurbaşkanlığı içindi.

Şimdi bu olaylar yaşanırken sizce pek çok partili kendisine tepki göstermemiş midir? Bu mümkün değil, dolayısıyla vekil ve seçmen bu süreci yukarıda saydığım hassasiyetler üzerinden tartarak oluşan bir atmosfer üzerinden götürdüler. Tüm beklenti, istek ve talepler rafa kaldırıldı. Tek amaç başarıya ulaşmaktı. Ve sonuç alındı.

Hani bu kadar bilinen süreçten sonra sen ne demek istiyorsun, denirse…

Ahde vefa imandandır, deyip…

Var gücüyle, tüm teşkilat ve siyasi yapısıyla destek vermiş bu camianın hiçbir talebi olmasa da gönlünü almak zor olmasa gerek.

Büyürken küçülebilmek, istenmese dahi verebilmek o büyüklüğün erdemliliğindendir. İlla siyasi bir figür olarak set koymak ne kazandıracaktır bunu ölçebilecek bir alet var mıdır? sanmıyorum. Zira bunları ifade ederken de bunu bir lütuf olarak değil, liyakat başta olmak üzere tüm unsurları ile değerlendirerek yapmanın elzem olacağı da unutulmamalıdır.

İşin özeti; isim zikretmenin doğru olmayacağı düşüncesi ile gözbebeğimiz Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesinin rektör yardımcılığı görevine cumhur ittifakı ortağının da görüşleri doğrultusunda yapılacak atama gönülleri daha hoş tutacaktır. Bu bir talep veya istekten ziyade kurumun başarısı için de güçlü bir motivasyon olacaktır.

Yeni öğretim yılında da bu enerjinin başta akademik kadro, şehrimiz ve öğrencilerimize başarılar getirmesi temennisiyle…