Bu yıl 10. düzenlenen Anadolu Medya Ödüllerinde Tokattan 10. defa bende bulundum.
Türkiye Basın Federasyonu Genel Başkanı Sinan Burhan, Anadolu Medyasını her yıl Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde bu ödül toreni ile buluşturuyor.
Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan “Bir defa şunu kimse aklından çıkarmamalıdır; gurur kaynağımız olan Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir. Bu toprakların vazgeçilmez bir parçasıdır. Yazılı ve görsel medyanın kılcal damarları durumunda olan sizlerin varlığı bilhassa günümüzde çok daha hayati ve değerli hale gelmiştir. Bu çatı altında güç birliği yapan siz kardeşlerimiz halka ve halkın gerçek gündemine daha yakın vatandaşla etkileşime daha açık bir konumda yer alıyorsunuz” diyerek, “ Anadolu medyası adını taşıdığı Anadolu kadar bu topraklara aittir” diyerek bana tekrar değerlerimiz için mücadele etme ruhunu hatırlattı.
Yerelde gazetecilik, ahbap çavuş ilişkisine kurban ediliyor.
Ben gazeteciyim.
Gazetecilik arşivse, bu gün yazdıklarımız yarın okuyanlar için tarihse, sorumlulumun bilincindeyim.
Siyasetçilerin her yaptığını her dediğini haber olarak yazabilirim.
Ama bilirim ki güncel durumlar siyasetçiye doğru şeyler yaptırmayabilir.
Körü körüne bir siyaset bağım yok, çok şükür.
Türk İslam ülküsü şekillendirir yazılarımı...
Ben siyasetçi gibi düşünmem, devletime, milletime karşı sorumluluğum neyse, onu yazar ve konuşurum.
Sorumluluğum Türkiye Cumhuriyeti Devletimin bu zamanına ve geleceğinedir.
Bu zamanın emanetini taşıdığımı ve zor bir görev olduğunu yaşayarak görüyorum.
Şehrimde, doğrunun önemini kaybettiği, adamcılığın bir numara olduğu siyaset zemininde ben olmayayım, görünmeyeyim diye çalışıyorum.
Yarın bizim bu gün yazdıklarımızı yazacak.
Siyasetçinin ise hatalarını, yapmadıklarını.
Ve kendi gelecekleri için Türk Milletini imtihandan imtihana soktuklarını yazacak.
Her şeyin kirlendiği ve değersizleştiğı bir siyasi zemin oluştu maalesef.
Küçük hesaplar yapanların büyük adam olamayacağını söyleyim.
Ben , her şeye rağmen Türk Devletinin ve milletinin güçlü ve büyük bir geleceğe yürüdüğünü, bölgesel güç olduğunu belirtmek isterim.
Zamanı okuyor ve güçlü gelecegin Türk Milletinin olacağına inanıyorum.
Kadim devletimiz ve milletimiz çağın en büyük güçleri arasında yer alacak.
Bu inançla degerlendirmelerimi yapıyorum.
Kalıcı olan millettir, devletimizdir.
Ne mutlu ki bu aziz millete hizmet edene.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ın tüm konuşmalarını dinlerim.
Bana ülkemin gelecekte nerede olacağına dair ipucu veriyor.
Erdoğan en son ne dedi;
'Sahte ve saçma tartışmalarla ülkemizin enerjisini tüketmeye çalışanlara inat, Türkiye’nin enerjisini çoğaltmak için gece gündüz çalışıyoruz.
Dikkat ederseniz geleceğe odaklanan vizyon projelerimizin hiçbiri muhalefetin gündeminde yer almıyor.
Ekonomik büyümeymiş, yatırımmış, dış politikaymış, enerji hamleleriymiş…
Üzülerek söylüyorum, bunların hiçbirini takip etmiyorlar, hiçbiriyle ilgilenmiyorlar.
Sadece yolsuzluk iddialarına değil, küresel ölçekte yaşanan gelişmelere de gözlerini kapatmışlar, daha doğrusu gözlerine bant çekmişler.
Onlar enerjilerini boşa harcarken biz tüm enerjimizi Türkiye Yüzyılı’nın inşasına sarf etmiş durumdayız.
Hakaretle, tehditle, sorumsuz siyasi söylemlerle değil; eserlerimizle, yatırımlarımızla, projelerimizle konuşuyoruz.
Türkiye’nin hızını yavaşlatan kutuplaştırma siyasetinin, bunu körükleyenler başta olmak üzere hiç kimseye bir faydasının olmadığı açıktır."
Şairin dediği gibi;
“Beden ölür, çürür, cana bakın siz...
Kim kiminle yürür ona bakın siz..
Bırakınız dönsün dönme dolaplar..
Haktan, hâkikatten yana bakın siz.."
Vesselam.